21 Kasım 2015 Cumartesi

ACIBADEM
Arif Atılgan

Yeldeğirmeni’nin güney sınırı olan Halitağa Caddesi tren yolu üzerindeki köprüde biter. O noktadan sonra cadde Küçük Çamlıca Tepesine kadar Acıbadem Caddesi adıyla devam eder. Acıbadem Caddesinin iki yanında oluşmuş olan yerleşim Acıbadem Mahallesidir. Ancak Mahalle D-100 e kadar Aşağı Acıbadem, D-100 ün üzeri ile Birinci Boğaz Köprüsünün çevre yolu arası Yukarı Acıbadem Mahallesi olarak ikiye bölünmüştür. Aşağı Acıbadem Mahallesi Kadıköy, Yukarı Acıbadem Mahallesi Üsküdar İlçesi sınırlarındadır. Birinci Boğaz Köprüsünün çevre yolunun üzerinde kalan kısım ise Küçük Çamlıca Mahallesidir.

Kadıköy’de Hasanpaşa ile Acıbadem çevresi 17. Yüzyılda Kızlarağası Mısırlı Osman Ağanın mülkiyetinde imiş, 1630 da 4. Murad tarafından kamulaştırılmış, 1800 lü yılların başında 3. Selim’in mülkiyetine geçmiş. Daha sonraki padişahlar ise buraları çeşitli kişilere bağışlamışlar. Bu kişiler de Osmanlı zamanında ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kendilerine çoğunluğu ahşap olan köşkler yapmışlar.

20. Yüzyıla kadar Haydarpaşa Çayırı içersinde olduğu için Haydarpaşa adıyla anılan Acıbadem’de seyrek yerleşmiş köşkler bulunuyordu. Semt 20. Yüzyıl başlarında Acıbadem adıyla anılmaya başlanmış. Şimdiki Dörtyolun civarında bademlikler bulunuyormuş. Burada yüksekçe bir bölge Bademtepe olarak biliniyormuş. Belli ki Acıbadem adı buradan geliyor.  1891 yılında Hasanpaşa Gazhanesinin faaliyete geçmesi ile Gazhane çevresinde halkın yerleşimi oluşmuş. 1940 larda Dörtyolun şimdiki Yıldız Bakkal tarafına getirilen imarlaşma sonrası burada da halka ait yapılaşma başlamış. 1960 lı yıllardan sonra özellikle 1965 yılında kat mülkiyeti yasasının çıkmasından sonra yapılaşma hızlanmıştır.

                              1966 Hava Fotoğrafında Dörtyolun Üst Kısmı Bomboş.

                       2014 Hava Fotoğrafında Dörtyolun Üst Tarafı Tamamen Dolmuş.

Acıbadem Mahallesi 1970 li yıllara kadar Acıbadem Caddesini kesen Sarayardı Caddesinin bulunduğu nokta olan Dörtyol’un aşağısında kalan alan olarak bilinirdi. Özdemiroğlu İlkokulunun karşısında bulunan Yıldız isimli bakkal-manav dükkânı dolayısıyla çevre Yıldız Bakkal semti olarak bilinirdi. Dötryolun üzerinde tek belirgin yerleşim İkbaliye Mahallesi idi. Daha yukarılarda seyrek evler bulunurdu. Dörtyol aşağısında Şam Fıstık Sokak bulunduğuna göre büyük bir ihtimalle burada semte adını veren badem ağaçları da bulunuyordu. 1980 sonrası kat karşılığı inşaat hız kazanmış, Dörtyolun üst kısmındaki boş alanlara da inşaatlar yapılmış ve bugünkü yoğun durum oluşmuştur.

Rasimpaşa Mahallesinden sonra Acıbademin başlangıcı Paris Mahallesiyle başlar. Aslında Paris Mahallesi adı Ayrılık Çeşmesi Sokağına aittir. 1. Dünya savaşı sonrası İngilizlerin burayı genelev gibi kullanmaları dolayısıyla sokak bu ad ile anılmış. Ama 1950 li yıllarda buraya Mezarlık Sokağı, şimdiki Taşköprü Caddesi karşısında oluşan gecekondulardan dolayı Teneke Mahallesi denilen bölgeye de Paris Mahallesi denmeye başlanmıştı.

Şimdiki Özdemiroğlu İlkokulundan Dörtyola kadar olan Acıbadem Caddesinin sağ tarafındaki yerleşim İran kökenli vatandaşlardan dolayı Acem Mahallesi olarak bilinirmiş. Okulun bulunduğu yerde daha önce bulunan Acem Mehmet Efendi Köşkü 1913 yılında kiralanarak burada Mahfiruz Sultan Mektebi adıyla eğitim yapılmış. Daha sonra köşkün yerine 1930 yılında okul inşa edilmiş. Okul 10. İlkokul adıyla eğitime başlamış, 1950 yılında 3. Murad (1574-1595) döneminin komutanlarından Özdemiroğlu Osman Paşanın adı verilerek Özdemiroğlu İlkokulu adını almış. Özdemiroğlu İlkokulu Cumhuriyet dönemi okullarının mimari tarzındadır.

                                                    Özdemiroğlu İlkokulu.

Daha yukarda sağda Su Terazisi göze çarpar. Su terazisinin Kalkedon döneminden kaldığı sanılıyor. Ancak bu yapının sur duvarı kalıntısı olduğu da sanılır. Zira diğer su terazilerine benzemez.

                                                       Su Terazisi.

Dörtyolun Sarayardı Caddesiyle kesiştiği noktanın sağ tarafında Rahmi Paşa Köşkü bulunmaktadır. Bahriye Nazırı Hasan Rahmi Paşa köşkü 1800 lü yılların sonlarında yaptırmıştır. Bugün restore edilmiş durumdadır.

Dörtyoldan Saray Ardı Caddesini takiben İbrahimağaya inerken sağda 320 dönüm arazi içersinde Şehzade Ziyaeddin Köşkü bulunur. Köşk 1910 yılında Padişah 5. Mehmed Reşad tarafından Kadın efendisi Kamiras Hanım için inşa ettirilmiş ancak Kamiras Hanım Köşkü beğenmemiş oğlu Şehzade Ziyaeddin’e hediye etmiştir. Bu köşkün etrafı çiftlik imiş ve bizler 1970 li yıllara kadar bu havaliyi Çiftlik olarak bilirdik. Bugün çiftlik arazisi binalarla dolmuştur. Son yıllarda restore edilmiş olan Köşk, içersinde AVM de bulunan bu yoğun yerleşimin içersinde aralarda sıkışmış kalmıştır.

                                             Şehzade Ziyaeddin Köşkü.

Daha yukarıda Batarya sahası vardı. Burada 1900 lü yılların başında Katolik Assomption Rahibelerinin binaları varmış. Alana 1940 lı yıllarda 2. Dünya savaşı sırasında Haydarpaşa Garını korumak üzere Topçu Bataryası yerleştirilmiş. O zaman rahibelerin binaları yıkılmış. Top atışlarıyla askerlerin talim yaptığı bu alan Batarya adıyla anılmıştır. Sahaya 1990 lı yıllarda İş Bankası Blokları inşa edilmiştir. Batarya sahasının üst kısmında ise namazgâhıyla Kuruçeşme vardır. Asıl adı Baba Oğul Çeşmesi olan çeşme 1844 yılında Abdülmecidin harem ağası Tayfur Ağa ve O’nun manevi oğlu Besim Ağa tarafından yapılmış. Ayrıca burada sokağa adını veren Köftüncü Mehmet Ağa Çeşmesi de vardır. Bu Çeşmenin yapılış tarihi bilinmemekte sadece 1847 ve 1917 yıllarında onarıldığı bilinmektedir.  

Batarya sahasının karşısında taş duvarların arkasında İkbal Hanımın oturduğu, kocasının adı ile bilinen Rasim Paşa Konağı vardır. Rasim Paşa 1879-1881 yılları arasında Bahriye Nazırlığı yapmıştır. İkbal Hanım kocası öldükten sonra buraya yerleşmiştir. İkbal Hanımdan dolayı burası İkbaliye semti olarak bilinir. Burada İkbaliye Okulu, İkbaliye Camii, İkbaliye Çeşmesi, Nahit Bey (İkbal Hanımın oğlu) Sokak, Rasim Paşa Sokak İkbal hanım tarafından yaptırılmıştır.  Günümüzde Rasim Paşanın torunu Ahmet Nejat Gülgün Bey bu havalideki bir apartmanın giriş katında yaşamaktadır.

Acıbadem Caddesi ile Zeamet Sokağının köşesinde Tırnakçı Salim Bey Köşkü vardır. Köşk 1900 lü yılların başlarında yapılmış olup 1930 lu yıllardaki sahibi Tırnakçı Salim Beyin adıyla bilinir. Salim Bey İttihat Ve Terakki Partisinin önemli bir ismidir. O yıllarda işkenceleriyle ünlü Bekirağa Bölüğü adıyla bilinen Askeri Hapishanenin müdürüdür. Lakabını burada almıştır. Köşk 1985 yılında Safter ailesine satılmış. Aile Köşkün kapısına Safter Köşkü tabelası asmış. Köşkün satılışını anımsıyorum. Alıcısını da tanıyorum. Keşke Köşkün tarihteki adını korumuş olsaydı. Daha saygıyla anılırdı.

D 100 ün üzerine çıkıldığında solda 2. Abdülhamid döneminde yapılmış olan Şevket Paşa Köşkü bulunurdu. Şevket Paşa 2. Abdülhamid (1876-1909) zamanında Yıldız Sarayı İkinci Fırka Kumandanıdır. 1965 yılında köşk yıkılıp yerine Kadıköy Özel Mimarlık Mühendislik Yüksekokulu yapılır. Daha sonra 1990 lı yıllarda burası Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine verilir.

Köşkün yukarısında 1900 lü yılların başında Mimar Kemallettin Bey tarafından tasarlanmış olan Bahriye Müşiri (Deniz Mareşali) Ahmet Ratip Paşaya ait köşk bulunmaktadır. Paşa, Köşkü yaptıktan sonra Hicaz Valiliğine atanmış burada hiç oturamamıştır. Köşk 1914 yılında kamulaştırılarak Çamlıca İnas Sultanisi (Kız Lisesi) adıyla ilk kız lisesi olur. Ancak 1922 yılında okul kapanır. Okul, 1923 yılında Çamlıca Kız Ortaokulu olarak açılır, 1934 yılında tekrar kapanır. 1939 yılında Çamlıca Kız Lisesi adıyla açılır. Daha sonra bahçede yeni binalar yapılmıştır. 1980 li yıllarda kapatılan eski bina ise restore edilmiştir. Okulun adı bugün Çamlıca Kız Anadolu Lisesidir.

                                              Çamlıca Kız Lisesi 1930.

Köşkün biraz daha yukarısında karşı sıranın aşağılarında ise prevantoryum vardır. Zaten buraları eskiden beri temiz havası dolayısıyla hastalar için dinlenme köşklerinin yapıldığı bir semt imiş.

Ayrıca Nişantaşı olarak bilinen bölgede 2. Mahmut zamanında dikilmiş olan Nişantaşı bulunmaktadır. Taşın bulunduğu nokta Padişah 2. Mahmud’un bin adım mesafedeki yumurtayı vurduğu noktadır.

                                1938 Yılında Nişantaşı. Bugün Apartmanların Arasındadır.

Birinci boğaz köprüsü yolunun üst tarafı ise Küçük Çamlıca Mahallesidir.

Yıldız Bakkal, Dörtyol (Sarayardı Caddesi) , Kuruçeşme, Karakol (Telekom), Sakızağacı, Çamlıca Kız Lisesi, Altın Bakkal, Askeri Hastane, Nişantaşı bugünkü belli başlı duraklar.  1960 lı yıllarda Yıldız Bakkal, Dörtyol, İkbaliye, Örnek Mahallesi, Çamlıca Kız Lisesi, Altın Bakkal, Nişantaşı durakları ayrı birer mahalle gibi kabul edilirdi. İkbaliye’nin yukarısında oturan arkadaşlarımız kar yağdığında sokaklarına kurtların, çakalların indiğini anlatırlardı.

Bugün oldukça kalabalık olan bu caddenin eski halini anımsatabilmek için bir iki örnek vermek isterim. 1960 lı yıllarda cadde o kadar boş ve tenhaydı ki Küçük Çamlıca’dan Yıldız Bakkala kadar kendi üretimimiz olan tornetle kayarak veya bisikletle hiç pedal çevirmeden inebilirdik. 1970 li yılların ortalarında da araba ile Küçük Çamlıca’da vitesi boşa alıp kontağı da kapatıp Kadıköy’e kadar inebiliyorduk.

Örnek Mahallesinde şimdiki Telekomun bulunduğu yerde top oynadığımız saha vardı. En çok Batarya Sahasında top oynardık. Sahanın karşısındaki taş duvarın arkasında ağaçlıklar içinde ahşap evler vardı. Burada da top oynanabilen küçük bir saha bulunurdu. Yani Rasim Paşa Konağının bahçesinde de top oynardık.

Küçük Çamlıca Tepesinde büyük çukurlar vardı. Bu çukurların gök taşı düşmesinden dolayı oluştuğu söylenirdi. Yıllar sonra o mahallede oturan biriyle yaptığım sohbette onların Kar Kuyuları olduğunu öğrenmiştim. Eski yıllarda kış mevsiminde karlar tepelerdeki çukurlara doldurulur, yaz mevsiminde kar veya buz olarak aşağıdaki semtlere satılırmış. Bu esnafa da Karcı veya Buzcu denirmiş.

Yukarıdakilerin dışında Acıbadem’de bulunan birçok köşk bugün ortada yoktur. Keşke korunabilmiş olsalardı, hiç değilse arşivleri oluşturulabilseydi.

ARİF ATILGAN ACIBADEM DERGİSİ ARALIK 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder