ACIBADEM
Arif Atılgan
Yeldeğirmeni’nin güney sınırı
olan Halitağa Caddesi tren yolu üzerindeki köprüde biter. O noktadan sonra cadde
Küçük Çamlıca Tepesine kadar Acıbadem Caddesi adıyla devam eder. Acıbadem
Caddesinin iki yanında oluşmuş olan yerleşim Acıbadem Mahallesidir. Ancak Mahalle
D-100 e kadar Aşağı Acıbadem, D-100 ün üzeri ile Birinci Boğaz Köprüsünün çevre
yolu arası Yukarı Acıbadem Mahallesi olarak ikiye bölünmüştür. Aşağı Acıbadem Mahallesi
Kadıköy, Yukarı Acıbadem Mahallesi Üsküdar İlçesi sınırlarındadır. Birinci Boğaz
Köprüsünün çevre yolunun üzerinde kalan kısım ise Küçük Çamlıca Mahallesidir.
Kadıköy’de Hasanpaşa
ile Acıbadem çevresi 17. Yüzyılda Kızlarağası Mısırlı Osman Ağanın mülkiyetinde
imiş, 1630 da 4. Murad tarafından kamulaştırılmış, 1800 lü yılların başında 3.
Selim’in mülkiyetine geçmiş. Daha sonraki padişahlar ise buraları çeşitli
kişilere bağışlamışlar. Bu kişiler de Osmanlı zamanında ve Cumhuriyetin ilk
dönemlerinde kendilerine çoğunluğu ahşap olan köşkler yapmışlar.
20. Yüzyıla kadar
Haydarpaşa Çayırı içersinde olduğu için Haydarpaşa adıyla anılan Acıbadem’de
seyrek yerleşmiş köşkler bulunuyordu. Semt 20. Yüzyıl başlarında Acıbadem
adıyla anılmaya başlanmış. Şimdiki Dörtyolun civarında bademlikler
bulunuyormuş. Burada yüksekçe bir bölge Bademtepe olarak biliniyormuş. Belli ki
Acıbadem adı buradan geliyor. 1891
yılında Hasanpaşa Gazhanesinin faaliyete geçmesi ile Gazhane çevresinde halkın
yerleşimi oluşmuş. 1940 larda Dörtyolun şimdiki Yıldız Bakkal tarafına
getirilen imarlaşma sonrası burada da halka ait yapılaşma başlamış. 1960 lı
yıllardan sonra özellikle 1965 yılında kat mülkiyeti yasasının çıkmasından
sonra yapılaşma hızlanmıştır.
1966 Hava Fotoğrafında Dörtyolun Üst Kısmı Bomboş.
2014 Hava Fotoğrafında Dörtyolun Üst Tarafı Tamamen
Dolmuş.
Acıbadem Mahallesi 1970
li yıllara kadar Acıbadem Caddesini kesen Sarayardı Caddesinin bulunduğu nokta
olan Dörtyol’un aşağısında kalan alan olarak bilinirdi. Özdemiroğlu İlkokulunun
karşısında bulunan Yıldız isimli bakkal-manav dükkânı dolayısıyla çevre Yıldız Bakkal
semti olarak bilinirdi. Dötryolun üzerinde tek belirgin yerleşim İkbaliye
Mahallesi idi. Daha yukarılarda seyrek evler bulunurdu. Dörtyol aşağısında Şam
Fıstık Sokak bulunduğuna göre büyük bir ihtimalle burada semte adını veren badem
ağaçları da bulunuyordu. 1980 sonrası kat karşılığı inşaat hız kazanmış, Dörtyolun
üst kısmındaki boş alanlara da inşaatlar yapılmış ve bugünkü yoğun durum
oluşmuştur.
Rasimpaşa Mahallesinden
sonra Acıbademin başlangıcı Paris Mahallesiyle başlar. Aslında Paris Mahallesi adı
Ayrılık Çeşmesi Sokağına aittir. 1. Dünya savaşı sonrası İngilizlerin burayı genelev
gibi kullanmaları dolayısıyla sokak bu ad ile anılmış. Ama 1950 li yıllarda
buraya Mezarlık Sokağı, şimdiki Taşköprü Caddesi karşısında oluşan gecekondulardan
dolayı Teneke Mahallesi denilen bölgeye de Paris Mahallesi denmeye başlanmıştı.
Şimdiki Özdemiroğlu
İlkokulundan Dörtyola kadar olan Acıbadem Caddesinin sağ tarafındaki yerleşim
İran kökenli vatandaşlardan dolayı Acem Mahallesi olarak bilinirmiş. Okulun
bulunduğu yerde daha önce bulunan Acem Mehmet Efendi Köşkü 1913 yılında
kiralanarak burada Mahfiruz Sultan Mektebi adıyla eğitim yapılmış. Daha sonra köşkün
yerine 1930 yılında okul inşa edilmiş. Okul 10. İlkokul adıyla eğitime başlamış,
1950 yılında 3. Murad (1574-1595) döneminin komutanlarından Özdemiroğlu Osman
Paşanın adı verilerek Özdemiroğlu İlkokulu adını almış. Özdemiroğlu İlkokulu Cumhuriyet
dönemi okullarının mimari tarzındadır.
Daha yukarda sağda Su Terazisi
göze çarpar. Su terazisinin Kalkedon döneminden kaldığı sanılıyor. Ancak bu yapının
sur duvarı kalıntısı olduğu da sanılır. Zira diğer su terazilerine benzemez.
Su Terazisi.
Dörtyolun Sarayardı
Caddesiyle kesiştiği noktanın sağ tarafında Rahmi Paşa Köşkü bulunmaktadır. Bahriye
Nazırı Hasan Rahmi Paşa köşkü 1800 lü yılların sonlarında yaptırmıştır. Bugün
restore edilmiş durumdadır.
Dörtyoldan Saray Ardı Caddesini
takiben İbrahimağaya inerken sağda 320 dönüm arazi içersinde Şehzade Ziyaeddin
Köşkü bulunur. Köşk 1910 yılında Padişah 5. Mehmed Reşad tarafından Kadın
efendisi Kamiras Hanım için inşa ettirilmiş ancak Kamiras Hanım Köşkü
beğenmemiş oğlu Şehzade Ziyaeddin’e hediye etmiştir. Bu köşkün etrafı çiftlik
imiş ve bizler 1970 li yıllara kadar bu havaliyi Çiftlik olarak bilirdik. Bugün
çiftlik arazisi binalarla dolmuştur. Son yıllarda restore edilmiş olan Köşk,
içersinde AVM de bulunan bu yoğun yerleşimin içersinde aralarda sıkışmış
kalmıştır.
Şehzade Ziyaeddin Köşkü.
Daha yukarıda Batarya
sahası vardı. Burada 1900 lü yılların başında Katolik Assomption Rahibelerinin
binaları varmış. Alana 1940 lı yıllarda 2. Dünya savaşı sırasında Haydarpaşa
Garını korumak üzere Topçu Bataryası yerleştirilmiş. O zaman rahibelerin
binaları yıkılmış. Top atışlarıyla askerlerin talim yaptığı bu alan Batarya adıyla
anılmıştır. Sahaya 1990 lı yıllarda İş Bankası Blokları inşa edilmiştir. Batarya
sahasının üst kısmında ise namazgâhıyla Kuruçeşme vardır. Asıl adı Baba Oğul Çeşmesi
olan çeşme 1844 yılında Abdülmecidin harem ağası Tayfur Ağa ve O’nun manevi
oğlu Besim Ağa tarafından yapılmış. Ayrıca burada sokağa adını veren Köftüncü
Mehmet Ağa Çeşmesi de vardır. Bu Çeşmenin yapılış tarihi bilinmemekte sadece
1847 ve 1917 yıllarında onarıldığı bilinmektedir.
Batarya sahasının
karşısında taş duvarların arkasında İkbal Hanımın oturduğu, kocasının adı ile bilinen
Rasim Paşa Konağı vardır. Rasim Paşa 1879-1881 yılları arasında Bahriye Nazırlığı
yapmıştır. İkbal Hanım kocası öldükten sonra buraya yerleşmiştir. İkbal Hanımdan
dolayı burası İkbaliye semti olarak bilinir. Burada İkbaliye Okulu, İkbaliye Camii,
İkbaliye Çeşmesi, Nahit Bey (İkbal Hanımın oğlu) Sokak, Rasim Paşa Sokak İkbal
hanım tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde
Rasim Paşanın torunu Ahmet Nejat Gülgün Bey bu havalideki bir apartmanın giriş
katında yaşamaktadır.
Acıbadem Caddesi ile
Zeamet Sokağının köşesinde Tırnakçı Salim Bey Köşkü vardır. Köşk 1900 lü
yılların başlarında yapılmış olup 1930 lu yıllardaki sahibi Tırnakçı Salim
Beyin adıyla bilinir. Salim Bey İttihat Ve Terakki Partisinin önemli bir ismidir.
O yıllarda işkenceleriyle ünlü Bekirağa Bölüğü adıyla bilinen Askeri
Hapishanenin müdürüdür. Lakabını burada almıştır. Köşk 1985 yılında Safter
ailesine satılmış. Aile Köşkün kapısına Safter Köşkü tabelası asmış. Köşkün
satılışını anımsıyorum. Alıcısını da tanıyorum. Keşke Köşkün tarihteki adını
korumuş olsaydı. Daha saygıyla anılırdı.
D 100 ün üzerine
çıkıldığında solda 2. Abdülhamid döneminde yapılmış olan Şevket Paşa Köşkü
bulunurdu. Şevket Paşa 2. Abdülhamid (1876-1909) zamanında Yıldız Sarayı İkinci
Fırka Kumandanıdır. 1965 yılında köşk yıkılıp yerine Kadıköy Özel Mimarlık Mühendislik
Yüksekokulu yapılır. Daha sonra 1990 lı yıllarda burası Marmara Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesine verilir.
Köşkün yukarısında 1900
lü yılların başında Mimar Kemallettin Bey tarafından tasarlanmış olan Bahriye Müşiri
(Deniz Mareşali) Ahmet Ratip Paşaya ait köşk bulunmaktadır. Paşa, Köşkü
yaptıktan sonra Hicaz Valiliğine atanmış burada hiç oturamamıştır. Köşk 1914 yılında
kamulaştırılarak Çamlıca İnas Sultanisi (Kız Lisesi) adıyla ilk kız lisesi olur.
Ancak 1922 yılında okul kapanır. Okul, 1923 yılında Çamlıca Kız Ortaokulu
olarak açılır, 1934 yılında tekrar kapanır. 1939 yılında Çamlıca Kız Lisesi adıyla
açılır. Daha sonra bahçede yeni binalar yapılmıştır. 1980 li yıllarda kapatılan
eski bina ise restore edilmiştir. Okulun adı bugün Çamlıca Kız Anadolu
Lisesidir.
Köşkün biraz daha yukarısında
karşı sıranın aşağılarında ise prevantoryum vardır. Zaten buraları eskiden beri
temiz havası dolayısıyla hastalar için dinlenme köşklerinin yapıldığı bir semt
imiş.
Ayrıca Nişantaşı olarak
bilinen bölgede 2. Mahmut zamanında dikilmiş olan Nişantaşı bulunmaktadır. Taşın
bulunduğu nokta Padişah 2. Mahmud’un bin adım mesafedeki yumurtayı vurduğu
noktadır.
1938 Yılında Nişantaşı. Bugün Apartmanların
Arasındadır.
Birinci boğaz köprüsü yolunun
üst tarafı ise Küçük Çamlıca Mahallesidir.
Yıldız Bakkal, Dörtyol
(Sarayardı Caddesi) , Kuruçeşme, Karakol (Telekom), Sakızağacı, Çamlıca Kız
Lisesi, Altın Bakkal, Askeri Hastane, Nişantaşı bugünkü belli başlı
duraklar. 1960 lı yıllarda Yıldız
Bakkal, Dörtyol, İkbaliye, Örnek Mahallesi, Çamlıca Kız Lisesi, Altın Bakkal,
Nişantaşı durakları ayrı birer mahalle gibi kabul edilirdi. İkbaliye’nin
yukarısında oturan arkadaşlarımız kar yağdığında sokaklarına kurtların,
çakalların indiğini anlatırlardı.
Bugün oldukça kalabalık
olan bu caddenin eski halini anımsatabilmek için bir iki örnek vermek isterim.
1960 lı yıllarda cadde o kadar boş ve tenhaydı ki Küçük Çamlıca’dan Yıldız Bakkala
kadar kendi üretimimiz olan tornetle kayarak veya bisikletle hiç pedal çevirmeden
inebilirdik. 1970 li yılların ortalarında da araba ile Küçük Çamlıca’da vitesi
boşa alıp kontağı da kapatıp Kadıköy’e kadar inebiliyorduk.
Örnek Mahallesinde
şimdiki Telekomun bulunduğu yerde top oynadığımız saha vardı. En çok Batarya
Sahasında top oynardık. Sahanın karşısındaki taş duvarın arkasında ağaçlıklar
içinde ahşap evler vardı. Burada da top oynanabilen küçük bir saha bulunurdu.
Yani Rasim Paşa Konağının bahçesinde de top oynardık.
Küçük Çamlıca Tepesinde
büyük çukurlar vardı. Bu çukurların gök taşı düşmesinden dolayı oluştuğu
söylenirdi. Yıllar sonra o mahallede oturan biriyle yaptığım sohbette onların
Kar Kuyuları olduğunu öğrenmiştim. Eski yıllarda kış mevsiminde karlar
tepelerdeki çukurlara doldurulur, yaz mevsiminde kar veya buz olarak aşağıdaki
semtlere satılırmış. Bu esnafa da Karcı veya Buzcu denirmiş.
Yukarıdakilerin dışında
Acıbadem’de bulunan birçok köşk bugün ortada yoktur. Keşke korunabilmiş
olsalardı, hiç değilse arşivleri oluşturulabilseydi.
ARİF ATILGAN ACIBADEM
DERGİSİ ARALIK 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder