13 Şubat 2018 Salı


TUBİNİ KİLİSESİ
Arif Atılgan

Tubiniler 1850 li yıllarda Ege Denizindeki Syros Adasından İstanbul’a gelmişler. Kadıköy’e yerleşmişler. Esas işleri bankerlik olup başka işlerle de meşgul olmuşlar. Kadıköy’deki PTT binasından Moda’ya kadar olan alan bu ailenin mülkiyetindeymiş. İtalyan asıllı, Fransız uyrukludurlar.

Kadıköy’e geldikten bir süre sonra Mühürdar Caddesi ile Misbah Muayyeş Sokak köşesinde bulunan köşkü inşa ettirirler. Ardından bu köşkün Misbah Muayyeş Sokak tarafına Katolikler için kendi adlarını verdileri Tubini Kilisesini yaptırırlar. Yüksek duvarların arkasında kaldığı için pek belli olmayan kilisenin bulunduğu avluya sokaktan bir kapıyla girilir.

                                                      Tubini Kilisesi

Tubini Kilisesinin denize kadar uzanan bahçesi çok geniştir. Geniş bir bostanlık olan bahçe içinde papazın oturması için ev de bulunmaktadır. Küçük bir yapı olan binada Kilise mimarisinde bulunan camekanlı giriş yeri olan narteks bölümü yoktur, ibadet edenlerin bulunduğu nef bölümü doğal olarak vardır, sunak vs nin bulunması gereken apsis bölümü ise çok belirgin değildir. 

                                               Kilisenin İç Görünüşü

1940’lı ve 1950’li yıllarda arazi üzerinde açılan yollar ve yapılan parselasyonlar sebebiyle kilisenin bulunduğu parsel dışındaki bostanlık alan ile papaz evi yok olmuştur.

1958 yılında Tubini Kilisesi kapanır. Zira Katolik cemaati için Moda’daki Assompsion Kilisesi bina olarak büyük, etkili, yeterli ve etkindir. Tubini Kilisesinin yetkisi de anahtarı da Assompsion’dadır.

2000 li yıllarda Advandist isimli Hıristiyan cemaat üyeleri, boş duran Tubini Kilisesini kiralamak için Assompsion Kilisesine başvuruda bulunurlar. Katoliklerin bağlı bulunduğu Elmadağ’daki Notre Dame de Sion Fransız Okulunun içindeki Vatikan Temsilcisine gönderilirler. Kiralama işlemi oradan gerçekleştirilir. Yetkililerden aldığım bilgiye göre kira temsili bir rakamdır.

Avlu İçinden Girişi

Advantistlerin o zamana kadar Taksim’de bir mekânları varmış. Burada sorun çıkması üzerine Kadıköy’e gelmeyi düşünmüşler. Merkezleri ABD de olan Advendistler cumartesi günleri ibadet yapmaktadırlar. Allah’ın dünyayı 6 günde yaratıp 7. Gün olan cumartesi gününü ibadet edilecek dinlenme günü ilan ettiğini kabul ederler. Kendilerine 7. Gün Adventistleri deniyor.

Onlardan kısa bir süre sonra yine Hıristiyan bir cemaat olan Protestanlar Assopsion Kilisesine başvuruda bulunurlar. Kilisenin boş olduğu günleri kiralayarak değerlendirmek isterler. Onlara da kiralanır. Protestanlar ise pazar günleri ayinlerini yapmaktadırlar. Sonuçta ayin günleri çakışmayan iki cemaat hafta arasındaki günleri de paylaşarak aynı kiliseyi birlikte kullanmaktadırlar.

2005 yılında Haydarpaşa kitabım için araştırma yaparken bu kilisenin varlığını öğrenmiştim. Kimsenin haberinin olmadığı küçük binayı yazıp anlattıkça insanlar şaşırıyorlardı.

2017 yılında bir Pazar günü gittiğimde içerde pop müzik orkestrasının çalıp söylediğini görmüş, şaşırmıştım. Buradaki Protestanların ayini böyleymiş. Dualarını bu şekilde okuyorlarmış.

Tubini Kilisesi Kadıköy’ün tarihi binalarındandır.
ARİF ATILGAN ŞUBAT 2018

Not:
Yandaki Köşk bir süre İtalyan Kız Okulu olarak kullanılmıştır.
1931 yılında İtalyan Kız Okulu Tophane’ye taşınınca bina Sular İdaresi olarak kullanılmaya başlanmış.
1980 li yıllarda Sular İdaresi olarak kullanılan köşk yıkılıp yerine bugünkü betonarme bina yapılmış.
Bu bina da 2000’li yıllara kadar İSKİ olarak kullanılmıştır.


10 Şubat 2018 Cumartesi


AYDIN KAYA, YALOVA’NIN SOKAK ŞARKICISI
Arif Atılgan

Aydın Kaya, İstanbullu. Beyoğlu’nda doğup büyümüş. İlk Yardım Hastanesi civarı mahallesi oluyor. Babası neyzenmiş. Annesi ev kadını ama O da müzisyenmiş. Kardeşleri İstiklal Caddesinin müzisyenleri. Kendisi org çalıyor aynı zamanda. Yani ailecek müzisyenler.  

Geçtiğimiz yıla kadar kış mevsiminde İstiklal Caddesinde, yaz mevsiminde Yalova’da müzik yapıyormuş. Bazen Yalova Merkezde bazen Çınarcık’ta..

                                                       Aydın Kaya
   
Bu yıl Çınarcık’a taşınmış. İlk defa kış mevsimini burada geçirmiş. Bundan sonra İstanbul’a gitmeyi düşünmüyor.

Yalova’da Çay Bahçelerinin olduğu bölgede kaldırıma oturur ve şarkısını söylemeye başlar. Genellikle eşi arkasında oturur. Onun su vs gereksinimlerini karşılar. 3 çocuğu var. Geçimini Sokak Sanatçılığından sağlıyor.

Eşi Arkasında 

Aydın Kaya, tam bir sokak sanatçısı. Yanındaki müzik kutusundan orkestra müziği geliyor, O şarkı söylüyor. Süratle etrafında dinleyicileri oluşuyor. Özel izleyicisi var. Sesi ve davranışıyla adeta Müslim Gürses. Ben Ona Yalova’nın Müslim Babası diyorum.

                                                            İzleyicileriyle

Onu ilk defa geçen yıl fark etmiştim. Hava kararmıştı. Duygulu bir sesti. Önündeki şapkaya 1TL atıp yürümüştüm. Şarkıya ara verip teşekkür etmesiyle dikkatimi çekti. Daha sonraları izlemeye başladım. Farklıydı.. 

Sokak Sanatçıları kentin süsüdür. Aydın Kaya gibilerini bir adım öne çıkarıp belgelemek gerekir diye düşündüm. 
ARİF ATILGAN ŞUBAT 2018


4 Şubat 2018 Pazar

KADIKÖY’ÜN SON MÜZİKÇİSİ
Arif Atılgan

1948 Kadıköy doğumlu Manuk Ohanoğlu. Doğma büyüme Kadıköylü. Saint Joseph mezunu.. Müzik tutkusu sebebiyle Üniversiteye gitmemiş. Babası ve dedesi de Kadıköy doğumlu. Annesi İzmitli.

                                                            Manuk Ohanoğlu

1963 yılında Agop Asdıroğlu’nun Bahariye Caddesindeki Melodi Plak dükkânında, yaz tatillerinde çalışarak plakçılıkla tanışıyor.

1970 yılında yine aynı caddedeki Gündüz Gülener’e ait İstanbul Plakta çalışıyor.

O yıllarda önlerinden Kadıköy-Moda tramvayları geçmektedir. Müşteriler tramvaydan seslenip ‘Manuuk, yeni plak geldi mi?’ diye sorarlarmış. Cevap ‘Evet’ ise ertesi gün satın almaya gelirlermiş.. Sinemadan çıkanlara plak satmak için saat 24’e kadar suareye gidenlerin dağılmasını beklerlermiş. Bahariye, sinemaların çarşısıdır o yıllarda. Opera, Süreyya, Yurt, Reks sinemaları vardır. Suare saat 20, 22 de çift, ya da 21 de tek matine olarak oynar.

1971 yılında askere gider. Kulakla ilgili geçirdiği rahatsızlık müzik tutkusunu engellemez.

1972 yılında askerden dönünce kendi işini kurmak ister. Serasker Caddesi’nin girişindeki küçük dükkânı kiralar. Sıra isim bulmaya gelir.. İyi futbol oynayan Manuk, Ermeni Derneğinin takımındadır. Moda’daki Aramyan Ermeni Okulu ve Kadıköyspor sahalarında top oynarken izleyicilerinden biri hara sahibi Sadık Eliyeşil’dir. Sadık Bey, 1971 yılındaki Gazi ve Cumhurbaşkanlığı koşuları dâhil birçok yarış kazanmış olan Minimo isimli şampiyon atın sahibidir. Manuk’u sürati dolayısıyla Minimo’ya benzetir. Yani Minimo efsane atın ismi, Manuk’un lakabıdır. Dükkâna Minimo adını koymaya karar verir..  O yıllarda 45 lik plak ve 33 lük Longplay denilen plaklar satılmaktadır.

                                                             Minimo Plak Evi             

1980 lerde kasetçilik başlar. Eski büyük makaralı teyplerin bandı küçük kasetin içine sıkıştırılmıştır. Teyp yerine de daha küçük ebatta kasetçalar üretilmiştir.. Manuk o yıllarda kasetlere kendi seçtiği parçalarla özel dolum yapardı. Fransız-İtalyan-İspanyol parçaları özellikle sevdiği müzik türleridir. Bir yandan da Türk Hafif Müziği parçaları doldururdu.. Tarzı vardı ve çok tutulmuştu.

1985 te başlayan CD modası 2000 lerde hızlanmıştır..

2018 yılına geldik. Müzikle uğraşısı 55 yıl, müzik esnaflığı 46 yıllıktır Manuk’un.

                                                      Minimo Nostalik Müzik Dükkânı

Deşiyorum biraz. ‘Altıyolda Mahmut Paşa Çarşısı tipi dükkânlar oluşmuş. Hâlbuki burada eskiden Vakko vardı.’ Diyorum.  Dediğimi doğruluyor ve özellikle 10 yıldır müşteri tipinin değiştiğini söylüyor. Bir anı anlatıyor.. Uzun Hava isteyen birine Safiye Ayla’nın CD sini vermiş. Akşam müşteri telefonla aramış. ‘Şarkıları beğendim. Ama hatalı CD vermişsin. Sadece tek yüzü çalışıyor.’ Demiş.. ‘Telefonda zor anlattım CD nin tek taraflı olduğunu.’ Diyor Manuk.    

1970 li yıllarda Onun dükkânına yakın bir yerde işyerim vardı. Orada tanışmıştık. Öğlenleri önümüzden geçerek yemek yemeye evine giderdi. Oradaysam laflardık. Acelesi olduğunda elinin keskin tarafını midesine sürter, ‘Kayıntı’ der devam ederdi.. Yılda bir kere dükkânı kilitler, birkaç haftalığına Fransa’ya ağbisinin yanına giderdi.. Kendisi burada annesiyle yaşardı.

Bugün 94 yaşına gelmiş olan annesinin rahatsızlıkları var. Onunla Manuk ilgileniyor. Yaşam böyle bir şey işte.. Roller değişiyor..

‘Etrafım telefoncu, yeme-içmeci doldu. Her gün gelip ‘Dükkânı devrediyor musun?’ diye soruyorlar.’ Diyor.. Kadıköylülerin ilgisi Ona değişik bir çözüm düşündürmüş. Bulunduğu binanın üst katlarından bir ofis kiralayarak ticaret düşünmeden işe devam etmek.. Dükkânını terk etmemesi için kendimce akıl öğretiyorum, ‘O yıllarda nasıl kaset dolduruyorsan, şimdi de CD doldursan..’ Cevabından anlıyorum ki O bu işi kafasında bitirmiş. ‘Türkiye’de tezgâhta kalan son ustayım. Bu kiralarla bu işler mümkün değil. Sektör Benimle bitmiştir..’

Ne yıllardı.. Caddeden.. Her yerden duyulurdu Minimo Plak Evinin müzik sesleri. O, Kadıköy’ün son müzikçisidir. 
ARİF ATILGAN ŞUBAT 2018

Not: Bu yazıyı yayınlamamdan 1 ay kadar sonra Manuk Ohanoğlu'nun annesi vefat etti.. Bir süre sonra da Dükkan kapandı.