22 Aralık 2015 Salı

BAHARİYE CADDESİ
Arif Atılgan

1900 lü yılların başlarında Kadıköy’de her çeşit sosyal hayat Kuşdili Çayırı’nda yaşanmaktadır. Kuşdili Sinemasında film seyredilir, Hamdi’nin gazinosunda eğlenilir, çayırda ve dere kenarında piknik ve piyasa yapılır, futbol sahasında maç seyredilir, Arnavut’un Kır Kahvesinde çay içilirdi.

Bu yıllarda Kuşdilinde Kuşdili, Yeldeğirmeni’nde Yeldeğirmeni (Özen), Bahariye’de Apollon (Febüs) tiyatrosu salonları vardır.

Cumhuriyet sonrası, 1920 li yılların ikinci yarısında insanlar alafranga eğlenceyi keşfetmişlerdi. Deniz kıyısında bulunan yerlerde alafranga müzikle dans edilen mekânlara gitmeye başlarlar. Mühürdar’da, Belvü’de ve Kalamış’ta Todori’nin lokantasının bahçesine eklenen dans pistinde zaman geçirmektedirler. Kuşdili Çayırının modası geçmeye başlamaktadır. 1927 yılında Kuşdilindeki gazinonun sahibi Hamdi bu sebepten mekânında kendini asarak intihar eder. Bu olay Kuşdili Çayırının sonunun ilanıdır adeta.

Aynı yıl Süreyya Paşa Opera binasının açılışı Kadıköy’de sosyal hayatın yeni mekân arayışı bakımından ilginç bir tesadüftür. Kuşdili Çayırında gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerin her birinin artık ayrı yerlerde yapılacağı hissedilmektedir. Bunlardan sinema-tiyatro seyretme etkinliğinin ise Bahariye Caddesinde gerçekleşeceği belli olmaktadır.

                                                        Süreyya Sineması

Üyesi olduğu hayır derneğinin toplantısı için Apollon Tiyatrosunu kiralamak isteyen Süreyya İlmen binanın gayri Müslim sahiplerinin salonu kendilerine kiralamamalarına kızar. Kendi salonumuz olmalı diye düşünerek Bahariye Caddesinde Süreyya Paşa Opera salonunu inşa ettirir. 1927 yılında opera salonu olarak açılmasına rağmen bu anlamda kulis ölçüsü yetersiz olan salon kısa süre sonra sinema olarak kullanılmaya başlanmıştır.

1930 lu yıllarda Apollon Tiyatrosunun adı Hale Sineması olarak değiştirilmişti. 1938 yılında zamanın sinemacılarından Kadri Cemali Bey Opera Sinemasını inşa ettirir. Koltuğu, iki balkonu ve locaları bulunan sinema oldukça lüks bir salondur.

                                                           Opera Sineması

Bu yıllarda Ahmet Haşim’in kiracı olarak yaşadığı caddede birkaç konak dışında sıra evler denebilecek cumbalı 2-3 katlı evler bulunmaktaydı. Bunların dışında akılda kalan mekânlar olarak, Altıyol’dan yukarı çıkarken sağ tarafta yorgancı Ramiz, biraz yukarda terzi Jorj, evinin alt katında muayenehanesi olan dişçi Hüseyin Rahmi Bey, Opera Sineması’nın karşısında Reis Kundura, bu sıranın sonunda Aya Trias Rum Ortodoks Kilisesi bulunuyordu.  Sol tarafta ise Ermeni Surp Lavon Kilisesi ve onun kiracısı Ankara Pastanesi, sonra konfeksiyon dükkânı, Opera Sineması, Calibe Hanımın Konağı, daha yukarda Süreyya Sineması, Süreyya Sinemasının bitişiğinde Rum Ortodoks Metropolitinin beyaz köşkü, Köçeoğlu Hamamı, sonra bir köşk, şimdiki Halk Eğitim Merkezinin olduğu yerde yanmış bir binanın arsası, sonra Bahariye İlkokulu ve kaymakamlık olarak ta kullanılmış olan Reşit Paşanın Köşkü vardı.

                                                           Bahariye Caddesi.

1938 yılında Halkevi binası için proje yarışması yapılır. Mimar Rükneddin Güney’in kazandığı proje gerçekleştirilir. Bina 1943 yılından itibaren Halkevi, 1953 yılından itibaren Halk Eğitim Merkezi adıyla kullanılmıştır. İçinde eğitim yerleri, spor salonu ve sinema bulunan binanın Yurt Sineması olarak hizmet eden salonunda koltuk, iki balkon, localar bulunmaktaydı.

                                            İçindeki Yurt Sineması ile Halk Evi Binası

1961 yılında Hale Sineması yıkılarak yerine Reks Sineması yapıldı. Mimarı Maruf Önal’dır. O yıllarda Kadıköy’ün en modern sineması olarak çok revaçtaydı. Koltuk, balkon, locaları vardı. Yine bu yıllarda Mimar Melih Koray’ın tasarladığı binanın altında Kadıköy Sineması açılıyordu. Sinema bugünün ölçülerine göre büyük, o zamanın ölçülerine göre küçüktü. Diğer yandan Süreyya Sineması binasının orijinal yapısında balo salonu olan üst kattaki lobisi Cep Sineması adıyla ayrı bir sinema-tiyatro salonu haline getirilmişti. Altıyoldan Kuşdili Caddesine sapıldığında yine Mimar Melih Koray’ın tasarladığı binada Efes ve Feza sinemaları,  Moda caddesinde As Sineması açılmıştı. 1960 lar Bahariye Caddesi ve çevresindeki sinemaların en popüler oldukları yıllardı. Süreyya, Reks, Kadıköy, Efes, As yabancı filmler, Opera, Feza, Yurt yerli filmler oynatıyorlardı. Bahariye Caddesinde en eski pastane Ankara ve daha önce Muvakkıthane Caddesinde açılıp sonra Süreyya Sineması karşısına taşınan Kars Pastaneleri sinemalara gelenler tarafından dolduruluyordu. Reks’e sapan köşedeki binanın alt katında ise Büfeci Ahmet’in ısıtılmış sandviç içersindeki Amerikan salatalı, turşulu, hardallı anjelik ismini verdiği sandviçleri oldukça ilgi görüyordu. Bunlar sinemaların olduğu caddeye yakışan esnaflardı. Aileler, çoluk çocuk suare matinesine sinemaya giderlerdi. Haftanın belirli günleri halk günü olup ucuz bilet satıldığı gibi sabahları ucuz 11 matinesi oynatılırdı. Özellikle Pazar günleri 11 matinesi için sinema gişeleri önünde uzun kuyruklar oluşurdu.

                                                             Reks Sineması

Sokak arkadaşımlarımdan biri kışın Süreyya, yazın Kadıköy Sinemalarının makinistliğini yapıyordu. Bana gişe önünde rastlarsa bilet aldırmazdı. Ben de O’na makine dairesinde arkadaşlık ederek film seyrederdim. Bu sebepten iki sinemanın da makine dairelerini iyi bilirim. Süreyya’nın makinesi eski sistem kömürlü, Kadıköy’ün ise yeni sistem lambalıydı. Süreyya’da bazen perde kararır, Kadıköy’de böyle bir şey olmazdı. Ancak iki sistemde de arada bir film kopması olurdu. Bugün bilgisayara DVD koyarak film oynatanlar eminim ki eski makinelerin çalışma tekniğini merak ediyorlardır.

                                                             Kadıköy Sineması

Her ne kadar Yeldeğirmeni’nde Özen, Üsküdar’da Sunar, Kızıltoprak’ta Kent, Şaşkın Bakkal’da Atlantik ve Suadiye sinemaları olsa da Bahariye caddesi bu bakımdan sinemalar çarşısı gibiydi.

1970 lerde Calibe Hanımın Konağının arsasına Ocak, Halkevine gelmeden aynı sırada Kafkas Sinemaları açıldı. Reks sinemasına sapan köşedeki binanın bodrumunda yıllarca Bilardo salonu olan mekân Tiyatro salonu haline getirilmişti. Yine Reks’e doğru giderken ikinci binanın altında Hakan Sineması, üçüncü binanın altında adını anımsayamadığım bir sinema daha açılmıştı. Bir de Halk Eğitim merkezini geçtikten sonra karşı sırasında Broadway sineması açılmıştı. Yeni yapılan sinemalar bina bodrumlarında açılıyorlardı. Caddeye Murat ve Saray muhallebicileri de gelmişti.

Ancak bu yıllarda başlayan siyah beyaz TV yayınları etkisini göstermeye başlamıştır. Opera Sineması 1976 yılında yıkılmış yerine Opera Pasajı adlı AVM inşa edilmiştir. Diğer yandan hızlanan inşaat sektörü burada da kendini belli ediyor eski evler yıkılıp yerlerine altlarında mağazaları olan yeni apartmanlar inşa ediliyordu.

1980 lerde TV yayınları hem her eve girmiş hem de renkli yayına dönüşmüştü. İnsanlar evlerinde TV seyretmeye başlayınca sinemalar boş kalmıştı. Bu yıllarda sinemalar iflas etmeye başlamışlardı. Sıkıntıdan kurtulmak için çareyi seks filmleri oynatmakta buluyorlardı. Sinemaların saygınlığı azalmış, bazı sinemalar yeni işlevlere bürünmüştü. 

Bu durumdan Kadıköy’deki sinemalar da payını almışlardı. Süreyya Sineması tekstil atölyesine kiralanmış, Efes ve Feza sinemaları AVM ye çevrilmiş, Yurt Sineması atıl bırakılmış, As Sineması spor salonu yapılmış,  Reks Sineması ilgisiz filmler oynatmaya başlamıştı.

                                                          Efes ve  Feza Sinemaları

1990 lar sinemaların bu hallerini atlatmaya çalıştıkları yıllardır. Halk yavaş yavaş evde TV izlemek yerine dışarı çıkmayı tercih ediyordu.

2000 li yıllarda insanlar artık TV nin etkisinden kurtulmuşlar, yine sinemalara gitmeye başlamışlardı. Bu arada AVM ler ve onların içersinde açılan sinema salonları bu alana yeni bir eğilim getirmişti. Buralarda, küçük ama rahat salonlarda sinema oynatılıyordu. Bu durumdan etkilenen eski sinemalar da yeniden kendi işlevlerine dönerken salonlarında değişiklikler yapıyorlardı. Kadıköy’de Reks Sinemasının balkonu koltukla eğimli bir şekilde birleştirilmişti. Balkonun altında, lobilerde toplam 6 sinema salonu peydahlanmıştı. Yurt Sinemasında da balkon eğimli bir şekilde koltukla birleştirilmiş, balkon altı başka amaçla kullanılmaya başlanmıştı.

General Asım Gündüz olarak adı değiştirilen Caddede yeni büyük mağazalar açılmıştı. Ermeni Kilisesi ve yaşam mücadelesi veren kiracısı Ankara Pastanesi, karşı sıradaki pasaj içersine taşınmış Reis Kundura, Süreyya Sineması, Rum Ortodoks Metropolitinin evi, Köçeoğlu Hamamının sadece kapısı, kaymakamlık olarak kullanılan Reşit Paşa Köşkü ve Aya Trias Rum Ortodoks Kilisesi eskilerden günümüze kalanlardır.

2010 lu yıllarda Bahariye Caddesi ve çevresinde Süreyya Operası, Kadıköy, Atlantis, Moda, Rexx sinemaları ile Halk Eğitim Merkezi, Duru ve Oyun Atölyesi tiyatroları bulunmaktadır. Gönül ister ki Reks ve Yurt Sinemaları da orijinal hallerine döndürülsün.  

Tarihteki Şehzadebaşı-Direklerarası Caddesi ve Beyoğlu-İstiklal Caddesi neyse Kadıköy-Bahariye Caddesi de odur. Günümüzde AVM sinemaları müşteri çekse de hala Bahariye’de sinemalar tiyatrolar bulunmaktadır. Opera için yetersizliği belli olan Süreyya’nın yine sinema olarak kullanılacağı Bahariye Caddesi, eski sinemalar caddesi işlevine dönmek için destek istiyor adeta.
ARİF ATILGAN ARALIK 2015


8 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Arif Bey Merhaba,
    Yazı ve fotoğraflarınızı bloğunuzdan ilgi ile takip ediyorum.
    Ben İstnabul'daki terkedilmiş ev ve mekanların fotoğraflarını çekiyorum.Bu konuda bana önerebileceğiniz veya yardımcı olabileceğiniz girip fotoğraflayabileceğim yerler varmıdır ?
    Teşekkürler.
    www.ibrahimakgun.org

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim. Haydarpaşa sahasına girebilirseniz oradaki terkedilmiş binalar. Bana da gönderirseniz sevinirim. Kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  4. Arif bey ,
    Yazilarinizi cok ilgiyle takip ediyorum ve sayenizde cok guzel bilgiler ogreniyorum. Kadikoy benim icinde cok onemli ve ilgilendigim bir yer. Kadikoy kesfedilmesi unutulmus bir yer. Onemini ise siz yazdikca gun isigina cikmasini sagliyorsunuz. Yazilariniz daha da yayginlasmali . Sizi musait oldugunuz bir gun Tasarimparkina davet etmek ve bir soylesi yapmanizi cok arzu ediyorum.
    Sevgi ve saygilarimla,
    Nursema Ozturk /y.icmimar ögr. Görv.

    YanıtlaSil
  5. Arif bey ,
    Yazilarinizi cok ilgiyle takip ediyorum ve sayenizde cok guzel bilgiler ogreniyorum. Kadikoy benim icinde cok onemli ve ilgilendigim bir yer. Kadikoy kesfedilmesi unutulmus bir yer. Onemini ise siz yazdikca gun isigina cikmasini sagliyorsunuz. Yazilariniz daha da yayginlasmali . Sizi musait oldugunuz bir gun Tasarimparkina davet etmek ve bir soylesi yapmanizi cok arzu ediyorum.
    Sevgi ve saygilarimla,
    Nursema Ozturk /y.icmimar ögr. Görv.

    YanıtlaSil
  6. Nursema Hanım,
    Söyleşi de yaparım gezi de. Ancak Tasarımpark dediğiniz yer Yeldeğirmenindeki eski Özen Sineması ise o bina restore edilip sinema haline getirilmedikçe ben oraya girmem.Başka yerde olabilir. Restore edilen Kilisenin giriş katında da alt katındaki salonda da olabilir mesela. Veya başka bir
    yerde.

    YanıtlaSil
  7. Bahariye'de Hakan Sinemasının yakınında, eğer yanlış hatırlamıyorsam Ercan Sineması vardı. Sizin de ismini hatırlayamadım dediğiniz sinema olabilir.

    YanıtlaSil
  8. Merhabalar. Yazınız eskilere götürdü. Rastladığım için çok mutlu oldum. Yüreğinize sağlık. Dedem dişçi Hüseyin Rahmi o ahşap evden sonra Bahariye caddesinde Mine apartmanını yaptırıp oraya taşınmış. Acaba o ahşap eve ne olmuş hep merak etmişimdir. Bir de teyzem beni şimdi Ünertan pasajı olan yerdeki ahşap köşke götürürdü. Mediha teyzeler diye bildim hep sahibini. Demir parmaklıklı bahçesinde kırmızı balıkların olduğu bir havuz vardı. Gelip geçenler önünde durup balıkları izlerdi. Çok aradım kaydını, görüntülerini ancak bulamadım. Herhalde doğru yerlere bakmadım. Acaba bir öneriniz var mıdır?

    YanıtlaSil