Kent Mektupları
KÖPRÜ,
TÜNEL, VİYADÜKLER ÜCRETLİ OLACAK (GATS ANLAŞMALARI)
Arif Atılgan
Başlıktaki haberin konusu, bana 2003
yılında yazdığım bir yazımı anımsattı. O yıl, gündemde olan üç kanun tasarısı
ile ilgili fikirlerimi açıklarken konuya değişik açıdan bakmıştım. Aşağıdaki satırlar, 7 Temmuz 2003 tarihli
Akşam Gazetesinde ‘GATS Anlaşmaları’ başlığı ile yayınlanan yazımdır.
‘Son günlerde 3 yasa tasarısı
kamuoyunda tartışılmaktadır.Bunlar 'Kamu Yönetimi Temel Kanunu
Tasarısı','Merkezi İdare ile Mahalli İdareler arasında görev,yetki ve kaynak
paylaşımı ile hizmet ilişkilerinin esasları hakkında kanun tasarısı','Yerel
Yönetimler Reform Taslağı' dır.
Bu
yasa tasarılarının ortak ana fikri, küçültülmüş merkezi idareyi kamu idaresi,
genişletilmiş yerel yönetimleri ise şirket gibi kabul etmek şeklindedir.
Bütün
bu yasaların hazırlanmasının sebebi 1994 yılında imzalanan GATS anlaşmalarıdır.
GATS
nedir?
1994
yılında Dünya Ticaret Örgütü kurulmuştur. Bu örgüte üye ülkelerin aralarında
DTÖ şemsiyesi altında 3 ana anlaşma yapılmıştır:
1-GATS (Hizmet Ticareti Genel
Anlaşması)
2-TRİPS (Patent ve Telif Hakları
Anlaşması)
3-AOA (Tarım Ticareti Anlaşması)
Bunlardan
GATS anlaşması ülkeler arasında karşılıklı hizmet alışverişlerini tarif eder.
Türkiye
1994 yılında GATS anlaşmalarını imzalamıştır. Ancak bu anlaşmaların
yayınlanması 1999 yılında olabilmiştir. Belli ki bu anlaşmalar imzalandığında
doğru dürüst kamuoyu tartışması açılmamış, belki imzalayanlar da ne olduğunu
tam olarak algılayamamıştır.
GATS
‘ın ana prensibi her hizmetin piyasalaşmasıdır. Yani bu anlaşmaya göre kamu
hizmeti yoktur, Sosyal Devlet olmamalıdır.
GATS’
a göre, kamu idaresi kamu hizmeti yapabilir. Ancak aynı hizmeti özel şirketler
de yapıyorsa, kamu idaresi o işi özel şirketin yaptığı bedelle yapabilmek
durumundadır.
Örneğin:
Kamu idaresi hastanelerde sağlık hizmeti verebilir. Ancak aynı sağlık hizmeti
özel hastanelerde özel sektör tarafından da veriliyorsa, kamu idaresi o hizmeti
özel hastane ücreti ile yapmak zorundadır. Kamu hizmeti adı altında ucuz veya
ücretsiz yapamaz.
Veya
Kamu İdaresi okullarda eğitim hizmeti verebilir. Ancak aynı eğitim hizmeti özel
okullarda özel sektör tarafından da veriliyorsa, kamu idaresi o hizmeti özel
okulların ücreti ile yapmak zorundadır. Kamu hizmeti adı altında ucuz veya
ücretsiz yapamaz.
Yani
tüm kamu hizmetleri, özel sektörün fiyatları ile yapılabilecektir. Bundan sonra
devlet tarifi de değişecektir. Sosyal Devlet kavramı ortadan kalkacaktır. Kamu
hizmeti adı altında halka Sosyal Devletin ucuz veya ücretsiz herhangi bir
hizmeti olamayacaktır.
Ayrıca,
yine bu anlaşmaya göre tüm hizmetler yabancılar tarafından da yapılabilecektir.
Gelen yabancı sermayeye en az yerliler kadar koruma yapılması zorunludur.
GATS
anlaşmaları içinde “salkımlama” diye bir model vardır. Salkımlama modeline
göre, yapılan bir hizmetin kendisi GATS içinde değilse bile içindeki diğer
GATS’ a ait hizmetler dolayısıyla o da GATS içinde kabul edilir.
Örneğin
turizm işi GATS içinde değil varsayalım. Ama turizm, içinde yer alan ulaşım,
elektrik, su, vs... gibi hizmetlerden dolayı GATS’ a sokulabilir.
Veya
tarım işinde ekininizi kendiniz tüketebilirsiniz. Ancak çarşıya götürüp
satamazsınız. Zira çarşıya götürünceye kadar işin içine nakliye, akaryakıt, vs...
girmektedir. Bunlar GATS ‘a dâhil ise ürününüzü uluslararası fiyatla
satabilirsiniz.
GATS
anlaşması 1994 yılında imzalanmış ve 10 yıllık uyum sürecinden sonra kesin
yürürlüğe girmesi kabul edilmiştir. Yani 2004 sonu itibari ile bu anlaşma
şartları ülkemizde uygulanacaktır. Bu kadar önemli anlaşmalar kamuoyunda hiç
tartışılmamakta, bilgilendirme yapılmamaktadır.
GATS
dan çıkmak için bu anlaşmayı imzalayan 147 ülkeden diğer 146 ülkenin, sizin
çıkmanız sebebiyle uğrayacakları zararı tazmin etmeniz gerekmektedir.
Lütfen,
toplumun her kesimi çıkarılan yasalara, medyadaki haberlere bu anlaşmaları göz
önüne alarak baksın.
GATS
anlaşmaları herkes tarafından öğrenilsin. DTÖ ‘ye ait anlaşmalar bol bol
tartışılsın.
Bu
bilinçle yerel yönetimler yasası incelensin. Yerel yönetimlerin alacağı şekil,
merkezi idareye verilen rol tartışılsın.
Ulusları
ortadan kaldırıp dünyayı bir köy gibi yönetmek isteyen güçler bu tip
anlaşmalarla amaçlarına ulaşmak istemektedirler. Ayrıca Matrix gibi filmlerle
de dünyayı tek bir ulus şeklinde kafalara sokmakta, ulusları yok
saymaktadırlar.
Bu
anlaşmalarla ummadıkları kadar hızlı ve kolay ilerlemektedirler. Zira DTÖ’ nün
eski başkanlarından biri bile “bu anlaşmalara imza atanlar neye imza
attıklarının farkında değiller” diyebilmiştir.
Siyasettekiler
ve medyadakiler bu konulardan uzak görünüyorlar. Görünen o ki bu konulara
girmiyorlar veya önemsemiyorlar.
Eğer
gerçekten girmemişlerse, girsinler, araştırsınlar ve toplumda bol bol tartışma
ortamı yaratarak halkımızı bilgilendirsinler.’
Bugünlerde gündeme gelen
‘Otoyollardan sonra çevreyollarında da ücretli geçiş dönemi başlıyor. Yeni
karara göre otoyol veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında
güzergâhın tamamının yanı sıra çevreyolu, bağlantı yolu, köprü, tünel ve
viyadüklerde de ayrı ayrı geçiş ücreti uygulanabilecek.’haberi üzerine, 2003
yılında yayınlanmış yukarıdaki yazımı tekrarlamak ihtiyacını duyduğumu
belirtmek istiyorum.
Aslında uzun süredir GATS ın
etkileri belirgin bir şekilde belli olmakta idi. Özel hastane ve okulların bolca
hizmete girmesi bu durumun toplumu en etkin şekilde ilgilendiren tarafıdır. Zira
sosyal devletin en önemli kamu hizmeti sağlık ve eğitimdir. İnsanların giderek
özel okul ve hastanelerin eline teslim edilmesinde işin bu tarafı hiç konu
edilmemektedir. Aksine insanlarda yoğun bir şekilde özellere karşı sempati
duyulmasını sağlayan kamuoyu yaratılmaktadır. Artık hiç kimsenin aklına sosyal
devletin kamu hizmeti gibi bir görevi olduğu gelmemektedir.
Bir süredir belediyeler sokaklarda
otopark parası toplamakta, insanlar kendi kapılarının önüne arabalarını park
edememek durumu ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Ulaşım özelleşmekte, hatta
bazı kuruluşlar kendilerine özel değişken ücret tarifesi bile
uygulayabilmektedirler.
Tarım şirazesinden çıkmış bir
durumdadır. Yabancı tohumlara mecbur kalınması gerçekleşmiş, maalesef
köylümüzün atalarından gördüğü geleneksel tarımın tohumları tamamen yok
olmuştur. Geleneksel tohumlardan evinin kıyısında köşesinde saklamış olanlar,
bu tohumları yakınlarının evliliklerinde düğün hediyesi olarak değerlendirmektedirler.
Meralar yapılaşmaya açılmış, hayvancılık fabrikalaşmış, uzmanlar sütlerde süt
olmadığını açıklamaktadırlar. Öte yandan artık köylüler pazara ürettikleri
sebze meyveleri satmaya değil, aksine onları satın almaya gider olmuşlardır.
Halkın kullandığı sokak çeşmeleri
yok edilmiş, insanların dışında hayvanlar bile suyu parasız tüketemez
olmuşlardır. Haberleşme paket tarifelerle aylık abone parası ödenir hale
sokulmuş, kullandığın kadar ödemek dönemi tamamen unutulmuştur.
İnşaat sektörüne hiç girmiyorum.
Ama yakında marketlerde hazır tip projelerin satılma dönemi başlarsa
şaşırmayalım.
Örnekler vererek yazıyı uzatmak istemiyorum.
Ancak GATS, hangi iktidar olursa olsun uygulanmak durumundadır. Belki de bundan
sonra başarılı iktidar olmanın göstergesi Ülkemizi GATS ortamının dışına
çıkarabilmekle belirlenecektir.
ARİF ATILGAN MAYIS 2012
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilİstanbulda sokak çeşmelerini sordum, belediye araç yıkanıyor diye körledik cevabı verdi.
YanıtlaSil