Mimarlara Mektuplarım
'AYRILIK ÇEŞMESİ
Arif Atılgan
'AYRILIK ÇEŞMESİ
Arif Atılgan
3 yalaklı ve yanında geniş bir namazgâhı
olan bu çeşme günümüze tek yalaklı durumu ile kalabilmiştir. Hem Osmanlı
Ordusu’nun sefere çıkmak, hem de Hacı Kafileleri’nin Kâbe’ye gitmek üzere yola
çıktıkları nokta olan bu çeşme, 1638 yılında IV. Murad’ın Bağdat Seferi’ne
gidişinden itibaren Ayrılık Çeşmesi adını almıştır. IV.Murad’ın takip ettiği
yola da Bağdat Yolu denmiştir ki burası şimdiki Bağdat Caddesi’dir.
Osmanlı’nın süvari birlikleri
şimdiki Acıbadem’e kadar uzanan Haydarpaşa Çayırı’nda, piyade birlikleri ise
şimdiki Halit Ağa Caddesi ve civarı olan Talimhane diye bilinen düzlükte talim
yaparlardı.
Sefere çıkılacağı zaman Padişah
,Ayrılık Çeşmesi’nde beklenirdi.Padişah ,Topkapı Sarayı’ndan Üsküdar’a geçer ve
Menzilhane-Karacaahmet Türbesi-Ayrılık Çeşmesi istikametini takip ederek
Çeşme’nin bulunduğu noktaya gelirdi.Burada kendisini bekleyen ordunun başına
geçer ve Anadolu Seferi’ne çıkardı..
Hacı kafileleri de Çeşme’nin
yanında yine aynı yolu takiben gelecek olan Osmanlı’nın Sürre Alayı’nı
beklerler ve birlikte yola çıkarlardı. Sürre Alayı Osmanlı’nın Kâbe’ye
hediyeler götüren askeri birliğinin adı idi. Sürre Alayı’nın programını ve
organizasyonunu ise 1612 yılında Kadıköy’de kendi adına cami yaptıran I.Sultan
Ahmet’in Babussaadeağası Osman Ağa yapardı.
Gerek Padişah’ın gerekse Hacı
Kafileleri’nin kullandığı Üsküdar Menzilhane-Karacaahmet Türbesi-Ayrılık
Çeşmesi istikametindeki bu yola
“Osmanlının Tören Yolu” denirdi. Karacaahmet Mezarlığı’nın arasından
gelen bu yolun kenarlarında Saray’ın üst düzey kişileri gömülü idi. Tören Yolu
bugün de aynen yerindedir ve kesinlikle korunmalıdır
Ayrılık Çeşmesi 1741 yılında
Kızlarağası Ahmet Ağa, 1921 yılında ise V.Mehmet’in torunu Dürriye Sultan
tarafından onarıldı. Bu onarımlar sonrasında Çeşme’nin üzerine aşağıdaki
kitabeler yazıldı.
1741 yılında yazılan kitabe,
“Geldi bir hayır ehli tarihin, dedi
Pak ihya eyledi Ahmet Ağa 1154”
1921 yılında yazılan kitabe,
“Dürriye Sultanın ruh içün El
Fatiha 1340” şeklindedir.
Çeşme 1940 yılında toprağa
gömülmüş,1980 yılında ise Kadıköy Belediyesi tarafından yol kotuna
çıkarılmıştır.
Çeşme’nin hemen arkasında adını ondan alan Ayrılık Çeşmesi
Mezarlığı ve adını Çeşme ile Mezarlıktan alan Ayrılık Çeşmesi Sokağı
bulunmaktadır.
Marmaray Projesi sebebi ile üzerinden rayların geçirilmesi
planlanan Ayrılık Çeşmesi bulunduğu yerden kaldırılarak başka bir yere
taşınacak idi. Bu anlamda yapılan çalışmaların başlangıcı olarak Ayrılık
Çeşmesi Sokağı’nda 14 ev yıkılmıştı. Ardından Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı da
ortadan kaldırılacak ve Kadıköy’ün hafızasının en önemli öğeleri yok
edilecekti.
Bugün Kadıköy’ün en eski tarihi eseri olan bu Çeşme’nin
bulunduğu nokta Osmanlı’nın Tören Yolu’nun bitim noktası, çıkılan Anadolu
Seferleri’nin ise başlangıç noktası olması açısından çok önemlidir ve
kesinlikle değiştirilmemelidir.
Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Anadolu 1. Bölge Temsilciliği
bu konuda uzun süredir yaptığı mücadelenin semeresini almış bulunmaktadır.
İstanbul 5 Nolu Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 09/07/2008 gün 1332 sayılı kararı ile “52
pafta,239 ada,1 parseldeki Ahmet Ağa Çeşmesi’nin (Ayrılık Çeşmesi)
restitüsyonun hazırlanmasına yönelik çeşme çevresinde İstanbul Arkeoloji
Müzeler Müdürlüğü denetiminde kazı çalışmasının yapılmasına” karar vermiştir.
Bu anlamda Kadıköy Belediyesi
tarafından Çeşme’nin çevresinde kazı çalışmaları yapılmasına başlanmıştır. İlk
etapta yıllardır toprak altında kalmış olan diğer iki yalak ta gün yüzüne
çıkarılmıştır. Şimdi Çeşme’nin etrafındaki Namazgâhı’nın ortaya çıkarılması
için çalışmalara devam edilmektedir.
Bu konuda elinde belge, bilgi olan
herkesin yardımcı olmasında büyük yarar vardır. Zira Kadıköy için çok önemli
bir kazanca yardımcı olunacaktır.
Yaklaşık 50 yıl önce
Yeldeğirmeni’nde yaşayan küçük bir çocuk iken Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı
içersinde oyun oynar, mezarlarla ilgili korkulu hikâyeler uydurur, güya
birbirimizi korkuturduk. O yıllarda, bugün mezarlığın arkasındaki caddenin
bulunduğu alanda moloz ve toprak bulunurdu. Çeşme yarıya kadar toprağa gömülü
idi. Biz onun çeşme olduğunu bilmez üzerine çıkar oynardık. O yıllarda 1-1,5 mt
lik üst kısmı toprak üzerinde olan bu küçük kitlenin Kadıköy’ün en eski tarihi
eseri bir çeşme olduğu hiç aklımıza gelmezdi.
Yaşam çok ilginç. O küçük
çocuklardan biri olan ben bugün bu Çeşme’nin kurtarılması için emek harcıyorum.
Günümüzde Ayrılık Çeşmesi’ni tarif
edebilmek için önce karşısındaki Alış Veriş Merkezi’ni(AVM) söylemek zorunda
kalıyorsunuz. Hâlbuki Çeşme’nin oradaki geçmişi 400 yıl, AVM’nin geçmişi ise 5
yıldır.
Umarım birgün AVM yi tarif etmek
için “Ayrılık Çeşmesi’nin karşısında” denilmesini de başarırız.'
Ayrılık Çeşmesinin 2013 Yılındaki Durumu
Yukarıdaki satırları Haziran 2009
tarihli Mimarlara Mektup dergisine yazmıştım. Yazının son bölümlerindeki
umutlarımın oldukça iyimser olduğunu bugünlerde anlıyorum. Önce çeşmenin
namazgâhının açılması ve ortaya çıkarılıp korunması ile ilgili çalışmalar devam
etmedi. Diğer yandan AVM’nin çeşme ile tarif edilmesi tamamen hayal olmuş
durumda. Zira çeşme neredeyse hiç görünmüyor artık.
Marmaray toplu ulaşım sisteminin
kent içindeki ulaşıma yararlı olduğu tartışılmaz. Zira insanların kent içi ve
dışı seyahat etmesinin toplu ulaşım şeklinde, toplu ulaşımın en verimlisinin de
raylı sistemle olması bilimsel veridir. Benim itirazım bu
sistem döşenirken kentin tarihi değerlerine zarar verilmemesine ve onların
korunmalarının sağlanmasına yeterli özenin gösterilmemesidir. Yoksa iki noktanın arasını her şeyi tarumar
ederek birleştirmek kolaydır ve özel maharet istemez. Burada biraz dikkat
edilerek Kadıköy’ün en eski tarihi eseri olan çeşme, namazgâhı ve çevresi ile
korunsa daha iyi olmaz mıydı? Ama Kadıköy’ün kurumlarının da yeterli gayreti
göstermediğini görüyorum doğrusu.
Bir de onuncu yıl marşındaki ‘demir
ağlarla ördük, anayurdu dört baştan’ sözünü dikkatli yorumlamak gerekir.
Atatürk bu cümleyi onuncu yıl marşına, o yıllarda demir yolları için büyük gayret gösteren DDY
Genel Müdürü Behiç Erkin’i onore etmek için koydurmuştur. Yanlış da değildir. O
yılların şartları düşünülürse Behiç Erkin’in yaptıkları çok önemli
çalışmalardır.
Bazı yerler yıllar geçse de aynı
görevi üstleniyorlar. Örneğin: Ayrılık Çeşmesi yapıldığı 1600 yılından
itibaren hep Anadolu’ya yola çıkanların ve Anadolu’dan gelenlerin toplanma ve
ayrılma noktası olmuştur. Bugün de buradaki Ayrılık Çeşmesi İstasyonu, Anadoluray ve Marmarayın aktarım merkezidir.
Keşke bu çeşmenin önemi anlaşılabilmiş olsaydı.
ARİF ATILGAN AĞUSTOS 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder