Kent Öyküleri
BİR SANATÇI PORTRESİ
Arif Atılgan
Gülümser Atılgan’ın iyi resim yaptığı çok küçük yaşlarında
belli oluyordu. Lise son sınıfta kesinlikle ressam olmaya karar vermişti. 1974
yılında Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Dekoratif Resim bölümüne girdi.
Gülümser Atılgan
1977 yılında öğrenciyken Türk Kültür Vakfı Özel Jüri
Ödülünü kazandı. 1979 yılında üniversiteyi bitirdi. Mezuniyet öncesi ve
sonrasında çeşitli sergilere katılma hakkı kazandı.
Okul sonrası bir süre Bursa Mustafa Kemal Paşa’da
kalmıştı. Resim yapma ortamı olmadığı gibi istediği boya, tual malzemelerini de
bulamıyordu. Soba üzerinde yer yer yaktığı yazılı kâğıtlardan kolâjlar deniyordu.
Bunlardan birini Devlet Güzel Sanatlar Akademisi 2. Sanat Bayramı Etkinliği
Yeni Eğilimler yarışmasına göndermiş, ödül almıştı.
İstanbul’a yerleştikten sonraki çalışmaları modern
tarzda idi. Yaptığı resimleri yarışmalara gönderdiğinde hepsi ödül veya
sergilenme hakkı kazanıyordu.
1981 yılında Nişantaşı’ndaki galerilerden birine götürdüğü
kolâj çalışması, Galerinin kadın yöneticisi tarafından satılamayacağı sebebiyle kabul
edilmemişti. Aynı çalışmayı o sıralarda düzenlenen İstanbul Festivali Resim
Heykel Müzesi Günümüz Sanatçıları yarışmasına göndermiş, ödül kazanmıştı.
Tesadüf, törende ödülünü veren kişi o resmi galerisine
kabul etmeyen kadın galericidir. Kendisi Düzenleme Komitesindedir. Sergi
bittikten bir süre sonra aynı kişi bu sefer o çalışmayı galerisinde sergilemek
ister. Ret edilir.
1984 yılındaki bir sergisinde komşu salonda sergi açan
kişi kartpostal resimlerini tablo yapmıştı. Satılanın yerine hemen o gün
aynısını yeniden yapıyordu. Gülümser Atılgan bu tip resimler için ‘fotoğraf
makinesiyle yarışmak’ tanımı yapar.
Sanatçımız modern resim yapmak istiyordu. Ancak bu
tarz resimlerin alıcısı olmuyordu. Hâlbuki resimlerinin satın alınması
sanatçıya güven verirdi.
1987 yılında şekilleri deforme ederek yeni bir tarz oluşturdu.
Yine modern resimlerdi aslında. İlk olarak Adalar Kültür Şenliğine gönderdiği
resimle olumlu tepki aldı. Ankara’nın en önemli galeri sahibi kendisine sergi
açması teklifinde bulundu.
1987 Yılında Adalar Kültür Şenliğinde Sergilenen Resim
Ankara’da açılan ilk sergisiydi ve ilk gece kokteylde
bütün resimleri satılmış üzerlerine kırmızı nokta yapıştırılmıştı. Daha sonra
da Ankara’da çeşitli sergiler açtı. Ancak Galeri sahibinin, Ankaralıların
sevdiği tarzı ve ebatları önermesi kendisinin sanatçı kimliğini rahatsız etmişti.
30 lu yaşlardaydı. Ressamlarının yaşamadığı, antika olmuş tabloların satıldığı bir müzayedeye resmini gönderdi. 100.000TL
nin altında olmayan tablolar kapışılıyor, Onun 3.000TL lik tablosuna alıcı
çıkmıyordu.
Resim “piyasasının” içini sevmemişti. Küratörler,
board yapmalar, paslaşmalar.. Çeşitli yayınlarda sanatçıyla ilgili yazı yazan
bazı yazarların karşılığında resim istemesi..
Kendisinden resim alanlar arasında Başbakan Yardımcısı
Sermet Refik Pasin (1982-1983), ABD Elçisi Abramowitz (1989-1991), Maliye ve Gümrük
Bakanı Adnan Kahveci (1990-1991), İtalyan Kaslowski ailesi (Organik Kimya), Ankara’nın önemli
restoranı Mangal gibi kişi ve kurumlar vardı. Sermet Refik Pasin’in 'Kuşlar' isimli
ödüllü resmi için açık çek önermesi ilginç bir anısıdır.
2000 yılında, Galatasaray’da Yapı Kredi Sanat Galerisini
gezerken yeni yayınlanan kitaplara gözü ilişir. Birinin adı Türk Plastik
Sanatçıları Ansiklopedisidir. Belki bir gün benim de adım olur içinde, diye
düşünür. Ansiklopediyi incelemek için eline alır. Rast gele bir sayfa açar.
Şaşırır. Sayfada kendi adı yazmaktadır. Ansiklopediye girmesi Onu çok mutlu eder.
Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisinde Gülümser Atılgan
Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisinde Gülümser Atılgan
Bir gün telefonla arayıp resimlerinin değerini sorarlar.. Evinin bahçesine barbeküde yakılmak üzere koyduğu eskiz çalışmalarını
çalan biri onları değerlendirmek istemektedir.
Parası olmadığını söyleyen arkadaşına resim hediye
eder. Ona konuk olduğunda o resmin yerde durduğunu görür. Bir daha kimseye
resim hediye etmez. Eserine değerini vermeyeceğini hissettiği kişilere resim de
satmaz.
Okullarda hocalık yapar. Özel ders almak isteyenler
olur. Özellikle Akademiye girmek isteyenleri önce sınar. Işık gördüklerine ders
verir. Ders verdiklerinin hepsi istedikleri bölümü kazanmıştır.
Ders paketi bittiğinde öğrencilerine, ‘Şimdi resim
yapmanın kurallarını öğrendin. Sadece ressam oldun. ‘Sanatçı Ressam’ olacaksan
bu kuralları bir kenara koyup kendi tarzını bulmalısın.’ Der.
Sanatçının özgür olması gerektiğini, memur sanatçı
olunamayacağını savunur. Sanatçının akademik unvanlarını kabul etmez. Çocuk
yaştakilerin sanatçı, ressam olarak kabul edilmesinin yanlış olduğunu, zira
sanatçının dünya görüşünün oluşması gerektiğini ifade eder.
Ödülleri, sergileri olmuştur. Umurunda değildir ama
gelir de elde etmiştir. Artık retrospektif yani kariyeri boyunca yarattığı
eserlerden derlenmiş sergi açma zamanının geldiğini düşünür.
2007 yılında Kadıköy Belediyesinin Caddebostan Sanat
Galerisine özgeçmişiyle başvurur. Galeri yetkilileri, jürilerinin incelemesi
için resim ister. Buna alınır. Der ki, ‘Özgeçmişimi okuyun. Orada yazılanları
kanıtlamamı isteyin. Gerekirse ödüllerimi getireyim. Ama kendimi sınatmam.’
Yetkililer aldırmaz. Hâlbuki o tarihlerde, Galeride Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesinin asistanları dâhil çeşitli kişiler sergi açabilmektedir.
Canı sıkılır.
Maltepe Belediyesinin Sanat Galerisine başvurur.
Dilekçesini verip eve geldiğinde Belediyenin yetkilisi telefonla arar. Yetkili,
‘Gülümser Hanım, galerimizde sergi açmanız bizim için onurdur. Kira ücreti
istemiyoruz, istediğiniz tarihleri de Siz seçin.’ Der.
O tarihte, Kadıköy Belediyesi kendi anlayışına uyan,
Maltepe Belediyesi uymayan siyasi parti tarafından idare edilmektedir.
Küser. Birkaç yıl resim yapmaz.
Şimdi yeni bir dönemindedir. Ezoterik öyküleri, çok
sevdiği modern tarzla işlemektedir. Yalova’daki evinin alt katını sanat
galerisi haline sokmuş, orada çalışmalarını sürdürmektedir. Resim satmak, sergi
açmak gibi amaçları yoktur. Tamamen ‘Sanat İçin Sanat’ yapmaktadır.
Bir ‘Gerçek Sanatçı’ öyküsü.. Tarihe not düşülmesi için
yazdım.
ARİF ATILGAN NİSAN 2017
Sanat artık çok metalaştı. Bu durumdan rahatsız olan gerçek sanatçılar piyasanın dışında kalmayı tercih edebilir. Gülseren Atılgan'ın eserlerinin gerçek kıymetinin bilineceğini umuyorum. Resim yapmaktan hiç vazgeçmesin. Başarılar diliyorum. Gerçek başarı sanatçının kendi eserinden memnun olmasıdır. Sanatçının arayışı hiç bitmez.
YanıtlaSilEşim adına teşekkürler Şükran Hanım. Sadece Gülseren değil Gülümser olacak.
YanıtlaSilÜstad çok etkilendim Ve "hep böyle değil mi zaten" diye düşündüğümde üzüntüm daha da arttı Hanımefendiye saygı ve sevgilerimi sunuyorum.Umarım terazilerin ayarlarını hep birlikte yeniden düzenleyebiliriz.
YanıtlaSilGülümser hanımı kutluyorum. Ustalığı aşıkar. Hele o 1977 tarihli eseri ödülü gerçekten haketmiş.
YanıtlaSil"Ürettikçe ortaya çıkacak yeni yapıtları nasıl olurdu acaba" diye merak ediyor insan.
Siz de, eşiniz de harikasınız..Estetik ve sanatla bir şekilde buluşan kişilerin, dünyaya bakışları da güzel olur. Gülümser Hanımı kutluyor, doğanın bağrındaki atölyesinde çok verimli bir dönem geçireceğine inanıyorum...
YanıtlaSil