19 Aralık 2016 Pazartesi

ARENA MI STADYUM MU?
Arif Atılgan

Son yıllarda ülkemizdeki Stadyum ve Spor Salonlarının, Arena kelimesiyle anılmaya başlandığı görülmektedir.

Arena, eski Yunan ve Roma geleneklerinde sahada gladyatörlerin dövüştürüldüğü, sonunda mağlup olanın öldürüldüğü veya aslanlara yem edildiği tesislerin adıdır. Tribündeki seyirciler bu manzarayı “keyifle” izlerler.

Roma’daki Collesium arena denince tüm dünyanın aklına gelen tarihi tesistir. İzleyenlerde bile sınıf farkı gözetilirmiş. En iyi izlenen yerlerdeki asillerin oturacağı bölüm önceden köleler oturtularak ısıtılırmış.

                                                          Collesium

Bizim geleneklerimizde çayır vardır. Er Meydanı denilen güreş alanı çayırdır, Koşu Yeri denilen at yarışı alanı çayırdır. Ok Atışı, Cirit Müsabakası yapılan alanlar hep çayırdır. Bizde mağlup olan öldürülmez, teselli edilir.

Futbol da bünyemize ilk girdiği yıllarda çayırlarda oynanmıştır. Papazın Bahçesi, Kuşdili, Fulya, Beykoz, Göksu hep futbol oynanan çayırlık alanlardır.

                                                          Beykoz Çayırı

Batı utanılacak bir ortaçağ yaşamıştır. İnsan yerine koymadıkları kadınların içinden çıkan bilgeleri Cadı diyerek avlamışlardır.

Bugün hala Boğa Güreşleriyle öldürme eylemi seyretmeye devam etmektedirler. Yine Arena denilen tesislerde dolu tribünler önünde vücuduna şişler saplanarak azgınlaştırılan boğa, sonunda Matador tarafından öldürülür.

Kendi sınırlarının içini Arenanın tribünleri kabul ederler. Özellikle Ortadoğu olmak üzere Asya, Afrika, Latin Amerika toprakları ise Arenanın sahasıdır. Buralarda yaşayan insanları birbirlerine düşman ederler, birbirleriyle savaştırırlar. Evlerinde TV den “heyecanla” izlerler. Patlayan bombalarla ölen binlerce insan, kan, gözyaşı, kaybolan çocuklar, birbirini kaybeden aile fertleri..

Diğer yandan evlerinde besledikleri kedi-köpekleriyle ne derece şefkatli, duygulu olduklarını gösterirler ama sokaklarında sokak kedisi, sokak köpeği yoktur. Nasıl olabilir?

Ve bizler.

Önce rakip takım taraftarına deplasman yasağı koyuyoruz, sonra da tesislerin adını Arena olarak değiştiriyoruz. Yani futbol sahasındaki 11 kişi veya spor salonundaki 5-6 kişi, binlerce seyircinin bulunduğu Arenada aslanların önündeki yem gibidir adeta. Bu mudur spor?

Spor diğer insanları da kendilerince spor yapmaya özendiren keyifle izlenen yarışmalardır aslında. İki tarafın sahada ve tribünde birlikte olduğu, heyecanlandığı, şakalaştığı sonunda birlikte kardeşçe sahayı terk ettikleri etkinliklerdir.

Bizler, bizi kendi sahamızda mağlup eden rakiplerimizi tebrik ederek onları yolcu etmeliyiz yine.

Farkında olmayabiliriz. Batı, Arena kelimesini kullandırıyor bence. Kendi kötü geçmişlerini bize benimsetmek için.

Tarihi Collesium’un bulunduğu kentteki Roma kulübünün stadının adı Arena değildir. Stadio Della Roma’dır.

Ülkemizde spor tesislerine Arena adı verilmemelidir.
ARİF ATILGAN ARALIK 2016



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder