HUMEYNİ-FETTULLAH GÜLEN KARŞILAŞTIRMASI
1980 yılıydı. Proje
çizdiğim bir müteahhit aynı zamanda cami derneği başkanıydı. Onun tanıştırdığı bazı
kişilere cami projeleri de çizmiştim. Bir gün benden yurt projesi istemişlerdi.
‘Bu tip yurtlarınız varsa fikir almak için görmek isterim’ demiştim. Biri
Anadolu, ikisi Avrupa yakasında üç yurt gezdirmişlerdi.
Daha sonra o gün
tanıştığım yurt yöneticilerinden birinin kereste mağazasından inşaatıma kereste
satın almıştım. Alışveriş esnasında yaptığımız sohbette gördüğüm yurtları konu
etmiştik. Kendisine iki soru sormuştum. Birincisi, ‘Bu işin bütçesi nasıl
sağlanıyor?’ idi. Cevabı, ‘Buradaki çocuklar okulları bitirince isterlerse
kamuda, isterlerse özelde iş bulunur, serbest çalışmak isterlerse onlara iş
kurulur. Bir süre sonra onlar buraya yardım yapmaya başlarlar. Yani bu işin
kaynağı bitmez, çoğalır’. Demişti. İkinci sorum ‘Amaç nedir?’ idi. O tarihten 1
Yıl önce 1979 da Humeyni’nin İran’a dönüşünü örnek vererek verdiği cevap bugünlere
ışık tutuyormuş, ‘Amaç nesil yaratmaktır. Nesil yaratıldığında topluma
hükmedersiniz. Humeyni’nin İran’a dönüşünde asker ve polis kendisine emir veren
üstlerine silah çevirmişlerdi. 5-10 yıllık program değildir bizimki. 30-50
yıllık programlardır’. Demişti.
O zaman aklım ermemişti.
O yıllarda Fettulah
Gülen pek tanınmıyordu. Başka isimle anılan cemaatlerin içinde adı geçiyordu.
Sorulduğunda, ‘Etrafındaki zenginlere, ‘fabrikanın anahtarını bırak’ dese, önüne
bırakırlar. Ama kendisi küçük bir apartman dairesinde yaşayacak kadar mütevazı
bir adamdır.’ Diye anlatırlardı.
15 Temmuz gecesi
olanlar bana o günleri anımsattı. Fettulah Gülen “başarılı” olamadı. Hâlbuki
Humeyni “başarılı” olmuştu. Çünkü: Humeyni halktan nesil yaratmıştı. Fettulah
Gülen yöneticilerden nesil yaratmış.
İran’da olanın aksi
olmuştu bizde. Orada darbeyi halk yapmış komutanlar önleyememişti. Burada
komutanlar yapmak istemiş halk önlemişti.
FETÖ ticari amaçlar da güden
bir toplulukmuş. Komutanlar, yöneticiler, iş adamları kitlesini istediğiniz
kadar kendinize bağlayın. Onların sayısı bellidir. Ama halk milyonlardır.
Türkiye şehitler vererek
büyük bir tehlikeyi atlatmıştır. Ancak bu hareketi sadece darbe olarak
değerlendirmek saflıktır. Yaşananlar, ABD ve AB nin Türkiye’yi Türkiye’nin
ordusuyla işgal etme girişimidir. Eğer amaçlarına ulaşabilselerdi ülkemiz Irak,
Libya, Mısır, Ukrayna, Suriye gibi olacaktı. Düşünmek bile istemiyorum.
Ülkede yoğun bir toplum
mühendisliği faaliyeti hissedilmektedir. Kimin ne dediği belli değildir. Özellikle
medyada bazı kişiler karşı göründüğü görüşün propagandasını yapıyorlar sanki.
Kimse olayı iktidara
veya muhalefete taraf veya karşı konumundan değerlendirmemeli. Zaman birlik
beraberlik zamanıdır.
Arif Atılgan Temmuz
2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder