6 ŞUBAT 2023 GÜNEYDOĞU ANADOLU DEPREMİ
TV’lerden haberleri izliyorum.
Benim zamanımın (2000-2010) deprem konuşmacıları yenilenmiş. Bir tanesi diyor
ki ‘İstanbul’da 500.000 bina var.’ Hâlbuki 1999 depremi sonrası İstanbul’da
500.000 ruhsatlı-iskânlı, 500.000 ruhsatlı-iskânsız, 500.000 kaydı (dosyası)
olmayan bina vardı. Bir
başka kanalda ise benim zamanımda medyaya, kendisi yerine niye benimle röportaj
yaptıklarını soran kişiyi görünce kanal değiştirdim.
Ama TV’de Prof. Mustafa
Erdik’i gördüğümde sevindim. Gözlerim Onun ardından Prof. Nuray Aydınoğlu’nu da
aradı. Onlar benim zamanımın değerli hocalarıydı. Kandilli Rasathanesi ve
Deprem Araştırma Enstitüsü’nde birlikte çalıştığım değerli İnşaat
Mühendisleridir. Ben de mimar olarak onlardan aldığım teknik bilgilerle Deprem
Eğitimcisi olmuş ve halkımıza Deprem Sunumları yapmıştım. Umarım bu tip
insanlar daha çok görünür. O yıllardaki değerli hocalardan yararlanılması
gerekir.
Gelelim günümüzdeki Güneydoğu
Anadolu Depremine… Görüntülere bakıyorum.
-Bazı binalar tanınmayacak
şekilde moloz yığını haline gelmiş. Bunları hiç konuşmaya gerek yok. Elle
tutulur tarafları yoktur.
-Zemin katından devrilen
binalar... Bu binaların üst katlarının sağlam olduğu görülür. Büyük ihtimalle sorunları
Yumuşak Kat sorunudur. Diğer katların sisteminden değişik olarak alt katlara
yapılan dükkânlar binanın oradaki davranışının zayıf olmasına sebep olurlar.
Çünkü: Ara duvarlar yoktur. Kötünün iyisi olarak kolon diplerine birer sıra
tuğla duvar örülmeliydi. Üst katlardaki bölme duvarları taşıyıcı değildir ama
depremde binanın sigortası gibidirler. Onlar çatlar veya yıkılır. Buna karşın
betonarme sistemi korurlar.
-Ayakta kalan ama
oturulamayacak haldeki binalar... Bunlarda teknik bazı arızalar olabilir.
Statik sistem incelenmeden bir şey söylemek doğru değildir. Ama yine de
yıkılmamaları önemlidir.
-Hiç bir şey olmayan binalar
var mı bilemiyorum. Onları kutlamak gerekir. Ancak bulunduğu zemini de
incelemek gerekir.
Hasar tespitleri yapılıyor. Ancak
önemle belirteceğim konu sadece serbest çalışan mimar-mühendislerin değil
onlara onay verenlerin de cezalandırılmasıdır. Bugüne kadar hep serbest
çalışanlar cezalandırılmıştır.
Bu afet asrın depremidir. İki
sarsıntıdan birincisi 7.7, diğeri 7.6 büyüklüğündedir. İlkinin 75 saniyelik
süresi 1999 yılındaki depremin 45 saniyelik süresinin neredeyse iki katıdır. Derinlik te yeryüzüne çok yakın olup 7 kilometredir.
1999 yılındaki depremin derinliği 17 kilometredir.
Haritalardan görüldüğü
kadarıyla yerleşim fay hatlarının üzerine yapılmış. Tren rayları ‘S’ haline
gelmiş. Bu anlamdaki alana yapılan binaların sağlam kalacağını düşünmüyorum.
Bir de bitmiş binalarda oturanların
kendi kafalarına göre yaptıkları yanlış tadilatlar vardır. Bunların en
önemlileri kolon-kiriş kesmek veya tıraşlamaktır. Uzun uzun anlatmayayım ama tıraşlananlar
da kesilmişler kadar zararlıdır. Zira etriyeler kesilmektedir.
Bu konuda yazdığım yazı... DEPREM
VE BİNALARDAKİ KULLANIM YANLIŞLARI https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/2019/10/08/deprem-ve-bi%CC%87nalardaki%CC%87-kullanim-yanli%C5%9Flari
Bir de yıkıntılardan insan kurtaran Arama-Kurtarma elemanlarından bahsetmek istiyorum. Ama onlara ayrı bir yazıda yer vermek daha doğrudur diye düşünüyorum.
ARİF ATILGAN ŞUBAT 2023 http://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan ve
Not:
-Alttaki yazıyı 1999 depremi sonrası yazmıştım.
DEPREM KOMPLO TEORİSİ (HAARP)
https://atilganblog.blogspot.com/2016/08/depremkomplo-teorisi-arif-atlgan-tesla.html
-İnternette arifatilganKENT ve İNSAN ile Atılgan Blog isimli 2 bloğumun arama motoruna DEPREM yazarak daha önceki depremlerde yazdıklarımı okuyabilirsiniz. O tarihlerde bugünler için de geçerli ilginç ve önemli bilgiler yazmışım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder