6 Ocak 2019 Pazar


KADIKÖY’DE BELEDİYE BAŞKANI OLSAYDIM…
Arif Atılgan

Neler yapardım?

Yanlış anlam çıkarılmasın.. Kadıköy’de Mimarlar Odası Başkanlığı yaptım. Kent Konseyi’nin ilk seçilmiş başkanı oldum. STK’larda görev aldım. Kadıköy’le ilgili birçok çalışma içinde bulundum. 2009 yerel seçimlerinde DSP’den Kadıköy Belediye Başkan Adayı idim.. Kadıköy için bir şeyler söyleme hakkımın olduğunu düşünüyorum.


Yönetimsel konularda:
-Kent Konseyini iptal ederdim: Bu kurumlar kendine ait bütçesiyle özerk hale getirilmedikten sonra yararlı iş yapamamaktadırlar. Ülkemizde Kent Konseyleri 1-2 örneğin dışında Belediyesine iltifat eden kurumlar olmaktan öteye gidememişlerdir. Hâlbuki görevleri, Belediyesine önce eleştiri sonra öneri ve iltifat yapmaktır. İyi çalışan Kent Konseyi Başkanını Belediye Başkanı gördüğünde gerilmeli, hatta sinirlenmelidir. Gerektiği gibi çalışan Kent Konseylerinin önce başkanı sonra kendisi alaşağı edilir.
-Mahalle Gönüllüleri: Onları şu anda yaptıkları işlevlerinin yanında daha genişleterek Mahalle Dayanışmaları haline dönüştürürdüm. Serbestçe çalışmalarını, belli periyotlarda Belediyeye öneri, eleştiri, iltifat raporlarını yazmalarını sağlardım. Onların temsilcileriyle Kadıköy Gönüllüleri veya Dayanışmasını oluştururdum. Katılımcı demokrasiyi bu şekilde oluştururdum.
-İnsanlarla iletişim: Seçilen kişilerce yönetilen en küçük kurum apartmanlardır. Apartman yöneticilerinin ayda bir toplanıp mahalle muhtarına, muhtarların da ayda bir toplanıp belediyeye rapor yazmalarını sağlardım. Ayrıca muhtarlar ve STK temsilcileriyle ayda bir toplantı yapardım. Bu şekilde yaşayan insanların her birine ulaşabilmiş, isteklerini öğrenebilmiş olurdum.

Belediye Binasında mimari düzenleme olarak:
Seçilen kişi olan Başkanın odasını en alt katta en kolay ulaşılır kılardım. Sonra Başkan Yardımcıları, müdürler vs.. Alışılanın aksine zor ulaşılanları alt katlara, kolay ulaşılanları üst katlara çıkarırdım. Vatandaş seçtiği kişiye kolay ulaşmalıdır.

Genel prensip olarak:
Öncelikle Kadıköy’ün Avrupa yakasındaki Suriçi bölgesinden daha eski yerleşim olduğu ana fikriyle hareket ederdim. Bu anlamda tamamen tersine uygulamalar olan ve Kadıköy’ü Kadıköy olmaktan çıkaran alttaki projeleri yok sayardım.
1-Kadıköy Tarihi Çarşı Canlandırma Projesi,
2-Yeldeğirmeni Canlandırma Projesi,
3-Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi,

Uygulama olarak:
-Kadıköy’de günümüze kalmış tüm tarihi eserleri tespit eder, hepsini korumaya alırdım.
-Başta Moda ve Yeldeğirmeni olmak üzere Kadıköy’ün her tarafının mahalleleriyle var olduğunu anımsatacak uygulamalar yapardım.
-Kadıköy Tarihi Çarşı alanı Muvakkıthane Caddesi ve Uzerlik Sokakla Söğütlüçeşme Caddesi arasında kalır. Buradaki yeme-içmecileri üst katlara çıkarır, alt katlarda tekrar çarşı esnafının oluşmasını sağlardım.
-Kadıköy Tarihi Çarşı ve Yeldeğirmeni’nde yeme-içmecilerin bulunacağı alan ve aksları belirlerdim. Böylelikle sokak içlerinde tekrar iskân alanlarını oluşturur, mahalle yaşantısını geri getirirdim.
-Otopark sorunu için öncelikle insanların toplu ulaşım araçlarıyla seyahat etmelerini sağlardım. Ayrıca özel teşebbüs tarafından belli sokaklarda belli sayıda parsele rampasız kat otoparkları yapılmasına izin verirdim.
-Pazaryerlerindeki pazarcıları mobil hale sokardım. Eski Migros arabaları gibi gezici dükkân haline getirilmiş minibüs, kamyonet, kamyonların kullanılmasını sağlardım. Belediye olarak denetim ve seyyar WC anlamında katkıda bulunurdum. Dolayısıyla ipler, çadırlar, pazarcıların çevreye park ettiği araçlar olmazdı.     
-Kadıköy’ün ilk tramvay geçen semti Yeldeğirmeni’ne, Moda’daki gibi Kadıköy’den ring yapan tramvay koyardım. Böylelikle iki tarihi semtte çalışan tramvaylar ulaşıma katkıları kadar eski Kadıköy’ü de anımsatırdı.
-Kuşdili’ni eski tarihi kimliğine çevirir çayır yapardım. Dolayısıyla Kadıköy merkezdeki birçok mahalle için bir nefes alma alanı oluşurdu.
-Bağdat Caddesi çevresinde oturanlarla konuşarak her tarafın şantiyeye dönmesini engelleyecek çözümü üretirdim. Ayrıca burayı ‘Cadde’ yapan Mimar Melih Koray’ın binalarını korumaya alırdım.
-Fikirtepe’de bütün tarafların fikrini alarak çözüm üretir, üretilen çözümü itirazsız uygulardım. 
-Ayrılık Çeşmesi ve Lâdikli Ağmed Ağa Çeşmesi restorasyonlarını özellikle namazgâhları açısından yeniden yapardım.
-TAK olarak kaçak kullanılan Özen Sineması binasını önce mühürler, sonra restore ederdim. Tekrar sinema haline getirip Özen Sineması adıyla Yeldeğirmenlilerin, tiyatrocuların, sinemacıların hizmetine sunardım.
-Ayrılık Çeşmesi sokağını yasal hale sokar, tüm evlerin kurallara uygun restore edilmesini sağlardım.
-Tarihi Kadıköy İskelesinin restorasyonunu yeniden yaptırır, tarihi Kayık İskelesini tekrar inşa ettirirdim.
-Kadıköy’ün sahillerinde insanların denize girebileceği düzenlemeler yapardım. Dolayısıyla kıyı dolgu alanının sadece piknik alanı olmadığını göstermiş olurdum.
-Bahariye Caddesinin tekrar sinemalar caddesi olmasını sağlardım.
-Caferağa Spor Salonunu ve Barış Manço Kültür merkezini yıkarak o arsaya Kadıköy’ün AKM sini inşa ederdim.
-Eski Hal binasını kütüphaneye çevirttirir, alttaki dükkânları kitapçılar çarşısına dönüştürürdüm.
-Kadıköy-Haydarpaşa arasındaki kıyı alanını yeniden düzenlettirir, deniz kıyısını boşalttırırdım.
-İmar planlarını sabitler, parsele özel tadilat yaptırmazdım.
-Altıyol’daki Boğa Heykelini insanlardan korunaklı hale getirirdim. Olamıyorsa replikasını koyardım.
-Her yılbaşında açık havada yeni yıla giriş etkinliği düzenlerdim. Dolayısıyla insanlarda bir Kadıköy anısı oluşmasını sağlamış olurdum.
  
Özet olarak Kadıköy’ün tarihi kimliğini öne çıkarır, eğlence-ticaret fonksiyonlu bir alan olmasını engellerdim.
ATILGAN BLOG ARİF ATILGAN OCAK 2019

2 yorum:

  1. Arif Bey bu yazdıklarınızı inşallah Belediye Başkanı ve kurmayı okurda tavsiyelerinizden belki bir kaç tanesini hayata geçirirler her madde Kadıköy'ümüzün menfaatine teşekkürler...

    YanıtlaSil