HALDUN TANER VE DEVEKUŞU KABARE TİYATROSU
Haldun Taner keyifle okuduğum
köşe yazarlarındandır. Yazılarında anı vardır, sanat vardır. Burada Onun 1967 yılında Devekuşu
Kabare Tiyatrosunu kurmasından sonrasına odaklanmak istiyorum.
Gen-Ar tiyatrosundan ayrılan
Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Ahmet Gülhan ile Devekuşu Kabare’yi kurarlar. Haldun
Taner öncüdür. O yıllarda, insanların tepkisizliğine gönderme olarak başını
kuma sokmasıyla bilinen devekuşunun adını kullanmışlar. Kabare ise toplumun
tepkisizliğiyle inceden dalga geçen bir tiyatro çeşididir. Mekân, Beyoğlu
Sıraselviler’de bir giriş katı. Alt katında Klüp 12 vardır.
Caddeden girince küçük bir
kapalı bölümde gişe, yanından içeri girince yine küçük fuaye ve sol taraftan
kulise, sağ taraftan salona geçiş. Salona girdiğinizde solunuzda sahne ve
karşıda seyircilerin bölümü. Özellikle ‘Bölümü’ dedim. Zira alışılmışın dışında
idi. Haldun Bey buraya kulüp dekorasyonu yapmıştı. Alçak sehpalar ve koltuklar.
Sanırım 120 kişilikti. Oyun seyrederken bilet parasına dâhil olarak bir içecek
alabiliyordunuz. Alkollü, alkolsüz… Sigara da içiliyordu. Sahne 20-30 cm kadar
yükseklikteydi. Kabare tiyatrosunda seyirciler de oyunun içine sokulur.
Ahmet Gülhan Yeldeğirmeni’nde
bizimle aynı sokakta oturuyordu. Onlar Uzunhafız Sokağı’nın alt bölümünde biz
üst bölümünde idik. Yalçın Gülhan ve Metin Gülhan kardeşleriydi. Yalçın Gülhan
Yeşilçam artistlerindendi. Yaşıtım olan Metin ise oradaki gişede çalışıyordu.
Tiyatronun esas kadrosu Zeki-Metin-Ahmet üçlüsü idi. Eğlence hayatını bilenler bilir. Eğer iş iyi ise yani müşteri çok ise başkaları da sahneye dâhil edilir. Burada ilk dâhil olan Zeki Ağbinin eşi Oya Alasya, daha sonra Kemal Sunal, Nevra Serezli, Yalçın Gülhan ve başka oyuncular… Bir keresinde Metin Gülhan’ı anımsıyorum. Futbolcu olarak sahneye çıkıyor, topu sektiriyor ve gidiyordu. Metin aktör değildi. Ama tiyatrodakilerin içinde en müsait fizikli olduğu için o role O çıkartılırdı. Zaten amatör kümede futbol oynuyordu.
Haldun Taner’in deyişiyle ‘Kabare
bir taşlama tiyatrosudur. Dalkavuk bir adam kabareci olamaz. Kabareci yürekli
olacak, karşı olacak, ama karşı olmak için karşı olmayacak...’ Kabarede halka
ayna tutulur. Haldun Beyin tabiriyle ‘Sivilceyi çıban yaparak’ vurgulamalarla
insanlara anlatmak istenenler anlatılır. Tabii esprilerle. Biri espriye
hazırlar diğeri espriyi patlatır. Yani voleyboldaki pasörün topu kaldırması ve
kütörün küt inmesi gibi. Daima güncel
olaylar işlendiği için bazen her gün tekst değişebilir. Müzik, şarkı, güne uygun
espriler ve arada bir oyuna dâhil edilen seyirciler… Bu sebepten de müthiş
keyiflidir ve aynı oyun defalarca izlenebilir. İzlenmiştir de…
Tam yılını anımsamıyorum. Bir
süre sonra izleyici çok artmıştı. Salon bildiğimiz tiyatro dekoruna sokuldu. Sahne
karşı tarafa alındı. Seyircilerin oturma yeri amfi şekline sokuldu. Yine de
yetmez olmuştu. Kabare, o yılların insanına iyi gelmişti.
1977…
Oyunlara gelenler entelektüel kimlikte olmayabiliyorlardı artık. Kabare izleyicisi değillerdir yani. Haldun
Taner ayrılmak istiyordu. Amacını bir mektupla Zeki-Metin ikilisine bildirir.
Devekuşu adını kabare tiyatrosu yapmak koşuluyla onlara bırakmak istemektedir.
1978… Devekuşu Kabare’de
ayrılık... Zeki-Metin ikilisi ön plana çıkmışlardı. Reklam ve film teklifleri
geliyordu. Haldun Taner ve Ahmet Gülhan ekipten ayrılır. Zeki-Metin
ikilisi Devekuşu Kabare adıyla devam eder. Büyük salonlarda büyük kadrolarla...
Ve 1992 de onlar da bırakırlar. Ancak olaya idealizm açısından bakılırsa Haldun
Taner ve Ahmet Gülhan değil Zeki-Metin ikilisi Devekuşu Kabareden
ayrılmışlardır. Bana göre tabii.
1980 yılında Haldun Taner ve
Ahmet Gülhan Pangaltı’daki eski Gala Kulüp’ün mekânında Tef Kabare’yi kurarlar.
Ahmet Gülhan’dan başka Uğur Yücel, Necati Bilgiç, Cem Özer, Oya Terzi, Haluk
Yüce, Alev Akay, Berrin Koper gibi genç oyuncular ve Ahmet Gülhan’ın eşi
Gülümser Gülhan oyuncu kadrosunu oluşturuyordu. Hayırdır İnşallah ve Kapılar
oyunlarını oynadılar. Ancak 1 yıl dayanabildiler. 1980’li yılların insanları
1967’li yıllardakilere benzemiyordu.
O günlerde evliliğim yılını
bile doldurmamıştı. Bir akşam eşimle Tef Kabare’ye gidelim dedik. Hem eski Gala
Kulüp’ün yeni durumunu görürdüm hem de Metin Gülhan, Uğur Yücel, Necati Bilgiç
gibi eski dostları. Caddede yürüyoruz. Tesadüf
bu ya. Karşıdan Metin’in geldiğini gördüm. Sohbet ettik. Oraya gideceğimizi
öğrenince geri döndü. Tiyatroya pasaj koridorunun sonundan iniliyordu. Gişede Gülümser
Gülhan oturuyordu. Metin ‘Yenge, Arif arkadaşımdır.’ Dedi. Para almadılar yine.
Metin bizi aşağı indirdi ve ‘Bir dakika bekleyin’ dedi. Biraz sonra geldi ve
bize yerimizi gösterdi. Ard arda dizilmiş sandalye gruplarının ortadaki
koridorunun en önüne iki koltuk koydurmuş. Mahcup oldum. Oturduk. Oyun
başladı. Önce Necati sahneden beni gördü. Sonra da Uğur. Uzatmayayım oyun
boyunca adeta beni de oyuna soktular Oyun bitince ikisi de yanıma geldiler.
Hasret giderdik. Oyunun ve kendilerinin çok başarılı olduklarını söyledim.
1980’lerin ortaları… Pazar
günleri arkadaşlarla halı sahada top oynuyor, sonra da Dalyan’da bir çay
ocağında oturuyorduk. Bir gün arkadaşlardan biri ‘Bakın Haldun Taner’ dedi.
Kaldırımda yalnız yürüyordu. Başında eski kuşakların kullandığı hafif yana
sarkık beresiyle... Gözüm dolmuştu. Tipik bir Türk aydını idi. ‘Onlar sayesinde
ülke ayakta duruyor’ demiştim içimden. Herkes O’nun hep Mühürdar’da oturduğunu
sanır. Evet, orada yazdığı Yalıda Sabah isimli müthiş bir öyküsü de vardır. Ama
sonradan Dalyan’a taşınmıştır.
2006 yılında Kadıköy Kent
Konseyi kurulmuş, ilk kurucu başkanı Ben olmuştum. Bir gün Haldun Beyin eşi
Demet Hanım telefonla aramıştı. Faruk Ayanoğlu Caddesindeki bir binayı tarif
ediyor ve buranın Haldun Taner Müzesi yapılması için girişim talep ediyordu. ‘Tabii’
dedim. Sonra da Belediye Başkanlığı’na başvuruda bulunduk. Yıllar sonra, 2018
yılında o bina Haldun Taner Müzesi yapılmış. En çok sevinenlerden olmuştum.
7 Mayıs 1986 tarihinde
kaybettiğimiz Haldun Taner burada yazdıklarımın çok ötesinde bir yazar, bir
insandır. Ben sadece Devekuşu Kabare Tiyatrosu kesitine ışık tutmaya çalıştım.
ARİF ATILGAN 2023 MAYIS
http://atilganblog.blogspot.com/2023/05/haldun-taner-ve-devekusu-kabare.html
Not:
-Haldun Taner, Zeki
Alasya, Yalçın Gülhan ve Metin Gülhan bugün aramızda yoklar. Kendilerini
rahmetle anıyorum.
-Garip bir teadüf. Bu yazıyı yazdıktan hemen sonra Ahmet Gülhan'a rastladım.
-1977 yılında ekipteki ayrılık olayını Sayın Demet Taner’den öğrendim.
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil