2 Haziran 2018 Cumartesi


2018 MİMARLAR ODASI GENEL KURULLARI
Arif Atılgan

Ocak ayında Temsilciliklerde başlayan genel kurullar süreci, şubat ayında İstanbul Şubesinin ve nisan ayında Genel Merkezin yaptığı genel kurullarla sona erdi.

2010 yılından itibaren Kadıköy’deki Anadolu 1. Bölge Temsilciliği örgüt içersinde önemsizleştirilmeye başlanmıştı. Üyesi olduğum bu birim beni ilgilendirir. O tarihten itibaren devamlı eleştiride bulundum. Zira bu Temsilciliğimizin entelektüel üye yapısının yıllarca Mimarlar Odasına yön verdiği bilinir. Bunun camia içinde ve dışında yararının görüldüğü de bilinir. Başka bir birim ile bu açık kapatılamaz. Anadolu 1. Bölge Temsilciliğinin etkisiz kılındığı Mimarlar Odasının bu durumdan olumsuz etkileneceğini belirtmiştim. 

Yıllardır Mimarlar Odası toplum tarafından olumlu veya olumsuz tepki almıştır. İki durum da Odaya değer verildiğini gösterir. Ancak son birkaç yıldır Mimarlar Odası toplum tarafından adeta görülmemektedir. Yani matematik deyimiyle (+_ 0) konumundadır. Bu durum haklı çıktığımı kanıtlamaktadır.

                    İstanbul Şubesi 2018 Yılı 45. Dönem Genel Kurul Anısı

Esas amacım İstanbul Şubesinin genel kurulunu ele almak. Birilerinin bu genel kurulun analizini yapmasını bekledim. Olmayınca kendim bir şeyler yazmayı düşündüm.

İki liste vardı.
1. Liste yıllardır bildiğimiz arkadaşlarımız olan Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar. Mavi liste. Bu liste kendinden emindi. Broşürlerine adayların isimlerini yazmışlar ve ülkenin durumuyla ilgili kısa bir değerlendirme yapmışlardı.

                            Çağdaş Demokrat toplumcu Mimarlar Broşürü

2. Liste Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi. Yeni bir liste.. Bu arkadaşlarımız broşürlerine önce kendi öykülerini yazmışlar, sonra meslek-meslektaş sorunlarıyla meslek odasını tarif etmişlerdi.

         Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi Broşürünün İlk Ve Son Sayfası

Mavi Listenin kazanacağını herkes biliyordu. Nitekim öyle oldu. Burada, ilgimi çeken 2. Listeyle ilgili değerlendirme yapmak istiyorum. Zira bu liste değişikti. Şimdiye kadarkiler gibi değildi.

Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi listesini incelediğimizde 11 kişinin hepsinin genç ve 1 kişi hariç hepsinin kadın olduğu görülüyordu. Genç ve Kadın.. Günümüzün sihirli iki kelimesi.. Ancak genel kurul sürecinde, gerekli olmadığı zaman bu kelimelerin pek te itibar görmediği anlaşılmıştır. Bu listedeki meslektaşlarımızın, rakiplerinin bile onlara sahip çıkacağını umduklarını tahmin ediyorum. Genel Kurul sırasında neredeyse hepsi kürsüye çıktı. Yanlış şeyler de söylediklerine şahit olduğumu ifade etmek isterim. Bence acemilikti bu. Ama heyecan ve samimiyetlerinin göstergesi olarak ta algılanabilir.

Gerçek kişiler olduklarını hissettiriyorlardı. Örneğin: Taşeron mimarlıktan bahseden arkadaşımız kendisi bu konumdaydı. Mimarlık bürolarında mesai saatlerini anlatan arkadaşımız, gece evde uyunan saatlerin dışında tatil günleri dâhil hep çalışıldığını söylüyordu. Üstelik 1ay sonra ‘Denedim, beğenmedim’ denerek ücret bile verilmeden işten çıkarılmalar olduğunu anlatıyordu. Belli ki bu arkadaşımız da anlattığı konumdaydı. Akademisyeni, serbest çalışanı vs. hepsinin sahiciliği etkileyiciydi. İçinde serbest mimarın olmadığı Serbest Mimarlar Komisyonu, işli mimarın başında olduğu İşsiz Mimarlar Komitesi gibi değildi durumları.

Onların patronu olan meslektaşlarımız ise Mimarlar Odasından ödül alan üyelerimizdi. Yanlış anlaşılmasın. Hak etmiyorlar demiyorum. Sadece fotoğrafı koymak istiyorum. Zira bu çelişkili durum üyelerimizin tam olarak analiz edilmediğini göstermektedir. Aslında hızla çoğalan özel üniversitelerden mezun olan meslektaşlarımızın durumu da tartışılmış değildir. Bu arkadaşlarımızın her çeşit özele karşı olan Meslek Odamızın üyesi olmalarıyla ilgili fikir üretilmesi gerekmez midir?

Kabaca sayabildiğim kadarıyla Genel Kurulu izleyenler 200-250 kişi civarındaydı. 22.000 üye olduğunu düşünürsek %1 civarı oluyor. Her listede 42 kişi bulunmaktadır. Görevi bırakan ve göreve talip olan 2 liste ile zorunlu olarak orada olmaları gerekenler hesaplanırsa yaklaşık 150 kişi etmektedir. O zaman katılımın daha da düşük olduğu belli olmaktadır.

Oylamanın yapıldığı ertesi gün, 2. listedeki meslektaşlarımızın duygularını yine 1. gün hissettiğim gibi hissettim. Kendilerinin takdir edilmesini ve o şekilde değerlendirme yapılmasını bekliyorlardı sanki. Hâlbuki bilmeleri gerekirdi ki genel olarak yaşam onların sandıkları gibi rahat değildir. Seçim kazanmak için o şartlara uygun gayret göstermek gerekir.

1300 civarı oy kullanılmış. %5 gibi. Rakamların bu kadar düşüklüğü Mimarlar Odasının sadece toplum tarafından değil mimarlar tarafından da görülmemeye başladığını göstermektedir. Zira yıllardır seçimlerde tek liste olduğunda 2000 civarı, 2 liste olduğunda 3000 civarı oy kullanılırdı. Genel Kurullara katılım da daha fazla olurdu. Üstelik o yıllarda üye sayımız 15000 civarı idi. Bu durum değerlendirilmeye muhtaçtır.

Oylama sonuçları da dikkate değerdi. Oyların 2/3 ünü Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar, 1/3 ünü Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi almış. 2. listenin bu kadar yeni ve tecrübesiz olmasına rağmen bu oyu almasına dikkat edilmeli. Üstelik kendi yaşıtlarını yeteri kadar oy kullanmaya getiremedikleri de ortada. Yine de aldıkları oy daha çok kendi yaşıtlarının sandıklarından olmuş. Yani oy alma çalışması yapmamalarına rağmen böyle bir oy almışlar. Bu kadar çelişki değerlendirilmeye değer değil midir?

Yönetmeliğimiz 1/3 oy alan listenin Yönetim Kurulunda temsil edilebilmesine olanak sağlamamaktadır.  

Üyeler Meslek Odasının Kamu ve Toplum yararı çalışmasına karşı değildir. Ancak Meslek Odası meslektaşla birlikte olmalıdır.

Ülkede 40 yaş altı bir kuşak var. Kamuda, özelde onlar çalışıyor. Yaşam çarkını onlar döndürüyor. Ama yönetici olamıyorlar.  

1 nolu sandıkta oy kullanan bir ağbi olarak yorum ve duygu katmadan tespit yapmak istedim. 
ARİF ATILGAN HAZİRAN 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder