2018 MİMARLAR ODASI
GENEL KURULLARI
Arif Atılgan
Ocak ayında Temsilciliklerde başlayan genel kurullar
süreci, şubat ayında İstanbul Şubesinin ve nisan ayında Genel Merkezin yaptığı genel
kurullarla sona erdi.
2010 yılından itibaren Kadıköy’deki Anadolu 1. Bölge
Temsilciliği örgüt içersinde önemsizleştirilmeye başlanmıştı. Üyesi olduğum bu
birim beni ilgilendirir. O tarihten itibaren devamlı eleştiride bulundum. Zira bu
Temsilciliğimizin entelektüel üye yapısının yıllarca Mimarlar Odasına yön
verdiği bilinir. Bunun camia içinde ve dışında yararının görüldüğü de bilinir. Başka
bir birim ile bu açık kapatılamaz. Anadolu 1. Bölge Temsilciliğinin etkisiz
kılındığı Mimarlar Odasının bu durumdan olumsuz etkileneceğini belirtmiştim.
Yıllardır Mimarlar Odası toplum tarafından olumlu veya
olumsuz tepki almıştır. İki durum da Odaya değer verildiğini gösterir. Ancak
son birkaç yıldır Mimarlar Odası toplum tarafından adeta görülmemektedir. Yani
matematik deyimiyle (+_ 0) konumundadır. Bu durum haklı çıktığımı
kanıtlamaktadır.
İstanbul Şubesi 2018 Yılı 45. Dönem Genel Kurul Anısı
Esas amacım İstanbul Şubesinin genel kurulunu ele
almak. Birilerinin bu genel kurulun analizini yapmasını bekledim. Olmayınca
kendim bir şeyler yazmayı düşündüm.
İki liste vardı.
1. Liste yıllardır bildiğimiz arkadaşlarımız olan Çağdaş
Demokrat Toplumcu Mimarlar. Mavi liste. Bu liste kendinden emindi. Broşürlerine
adayların isimlerini yazmışlar ve ülkenin durumuyla ilgili kısa bir değerlendirme
yapmışlardı.
Çağdaş Demokrat toplumcu Mimarlar Broşürü
2. Liste Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi. Yeni
bir liste.. Bu arkadaşlarımız broşürlerine önce kendi öykülerini yazmışlar,
sonra meslek-meslektaş sorunlarıyla meslek odasını tarif etmişlerdi.
Mavi Listenin kazanacağını herkes biliyordu. Nitekim
öyle oldu. Burada, ilgimi çeken 2. Listeyle ilgili değerlendirme yapmak istiyorum.
Zira bu liste değişikti. Şimdiye kadarkiler gibi değildi.
Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi listesini
incelediğimizde 11 kişinin hepsinin genç ve 1 kişi hariç hepsinin kadın olduğu
görülüyordu. Genç ve Kadın.. Günümüzün sihirli iki kelimesi.. Ancak genel kurul
sürecinde, gerekli olmadığı zaman bu kelimelerin pek te itibar görmediği
anlaşılmıştır. Bu listedeki meslektaşlarımızın, rakiplerinin bile onlara sahip
çıkacağını umduklarını tahmin ediyorum. Genel Kurul sırasında neredeyse hepsi
kürsüye çıktı. Yanlış şeyler de söylediklerine şahit olduğumu ifade etmek
isterim. Bence acemilikti bu. Ama heyecan ve samimiyetlerinin göstergesi olarak ta algılanabilir.
Gerçek kişiler olduklarını hissettiriyorlardı.
Örneğin: Taşeron mimarlıktan bahseden arkadaşımız kendisi bu konumdaydı.
Mimarlık bürolarında mesai saatlerini anlatan arkadaşımız, gece evde uyunan
saatlerin dışında tatil günleri dâhil hep çalışıldığını söylüyordu. Üstelik 1ay sonra ‘Denedim, beğenmedim’ denerek ücret bile verilmeden işten çıkarılmalar
olduğunu anlatıyordu. Belli ki bu arkadaşımız da anlattığı konumdaydı. Akademisyeni,
serbest çalışanı vs. hepsinin sahiciliği etkileyiciydi. İçinde serbest
mimarın olmadığı Serbest Mimarlar Komisyonu, işli mimarın başında olduğu İşsiz Mimarlar
Komitesi gibi değildi durumları.
Onların patronu olan meslektaşlarımız ise Mimarlar
Odasından ödül alan üyelerimizdi. Yanlış anlaşılmasın. Hak etmiyorlar
demiyorum. Sadece fotoğrafı koymak istiyorum. Zira bu çelişkili durum
üyelerimizin tam olarak analiz edilmediğini göstermektedir. Aslında hızla
çoğalan özel üniversitelerden mezun olan meslektaşlarımızın durumu da tartışılmış
değildir. Bu arkadaşlarımızın her çeşit özele karşı olan Meslek Odamızın
üyesi olmalarıyla ilgili fikir üretilmesi gerekmez midir?
Kabaca sayabildiğim kadarıyla Genel Kurulu izleyenler
200-250 kişi civarındaydı. 22.000 üye olduğunu düşünürsek %1 civarı oluyor. Her
listede 42 kişi bulunmaktadır. Görevi bırakan ve göreve talip olan 2 liste ile
zorunlu olarak orada olmaları gerekenler hesaplanırsa yaklaşık 150 kişi etmektedir.
O zaman katılımın daha da düşük olduğu belli olmaktadır.
Oylamanın yapıldığı ertesi gün, 2. listedeki
meslektaşlarımızın duygularını yine 1. gün hissettiğim gibi hissettim.
Kendilerinin takdir edilmesini ve o şekilde değerlendirme yapılmasını
bekliyorlardı sanki. Hâlbuki bilmeleri gerekirdi ki genel olarak yaşam onların sandıkları
gibi rahat değildir. Seçim kazanmak için o şartlara uygun gayret göstermek
gerekir.
1300 civarı oy kullanılmış. %5 gibi. Rakamların bu
kadar düşüklüğü Mimarlar Odasının sadece toplum tarafından değil mimarlar tarafından
da görülmemeye başladığını göstermektedir. Zira yıllardır seçimlerde tek liste
olduğunda 2000 civarı, 2 liste olduğunda 3000 civarı oy kullanılırdı. Genel
Kurullara katılım da daha fazla olurdu. Üstelik o yıllarda üye sayımız 15000 civarı
idi. Bu durum değerlendirilmeye muhtaçtır.
Oylama sonuçları da dikkate değerdi. Oyların 2/3 ünü
Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar, 1/3 ünü Mimarlıkta Dayanışmacı Taban
Hareketi almış. 2. listenin bu kadar yeni ve tecrübesiz olmasına rağmen bu oyu
almasına dikkat edilmeli. Üstelik kendi yaşıtlarını yeteri kadar oy kullanmaya
getiremedikleri de ortada. Yine de aldıkları oy daha çok kendi yaşıtlarının
sandıklarından olmuş. Yani oy alma çalışması yapmamalarına rağmen böyle bir oy
almışlar. Bu kadar çelişki değerlendirilmeye değer değil midir?
Yönetmeliğimiz 1/3 oy alan listenin Yönetim Kurulunda temsil
edilebilmesine olanak sağlamamaktadır.
Üyeler Meslek Odasının Kamu ve Toplum yararı
çalışmasına karşı değildir. Ancak Meslek Odası meslektaşla birlikte olmalıdır.
Ülkede 40 yaş altı bir kuşak var. Kamuda, özelde onlar
çalışıyor. Yaşam çarkını onlar döndürüyor. Ama yönetici olamıyorlar.
1 nolu sandıkta oy kullanan bir ağbi olarak yorum ve duygu katmadan tespit yapmak istedim.
1 nolu sandıkta oy kullanan bir ağbi olarak yorum ve duygu katmadan tespit yapmak istedim.
ARİF ATILGAN HAZİRAN 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder