GÖLYAZI
Arif Atılgan
Gölyazı, Bursa-İzmir yolunun 35. kilometresinde ana
yoldan 7km içerdedir. Ulubat Gölünde, 11HA civarında alanı olan küçük bir
adacıktır. Karaya köprüyle bağlanmıştır.
Anadolu’da Apollon Tapınağı bulunan 9 yöre
bulunuyormuş. Gölyazı bunlardan biridir. Bu sebepten Apollonia adıyla anılmış.
2400 yıllık geçmişi olan antik kenttir.
Gölyazı Adası
1302 yılında, Orhan Gazi döneminde Aygut Alp’in oğlu
Emir Kara Ali tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fetih sonrası Hıristiyan
nüfusa dokunulmamış, getirilen Türklerle birlikte yaşamaları sağlanmıştır. Yeni
gelenler, göçebelikten yerleşik düzene geçenlere verilen Manav adıyla bilinir.
Manavlar ile eskiden beri yaşayan Rumlar 1919-1922
arasındaki Kurtuluş Savaşında köyü boşaltmışlar. Manavlar daha sonra geri
dönmüş, Rumların bir kısmı Yunanistan’a gitmiş.
1924 yılındaki Mübadelede ise köydeki Rumlar
Yunanistan’a gönderilmiş. Onlara karşılık Yunanistan’ın Selanik kentinde
yaşayan Türkler buraya getirilmiş. Cumhuriyet sonrası adanın adı Gölyazı olarak
değiştirilmiş. Neden Gölyazı konduğunu bulamadım.
Gölyazı'da kalan Rumlar, Manavlar ve son gelen
Mübadiller hep birlikte burada 100 yılı aşkın süredir yaşamaktadırlar.
Gölyazı’da yaşayan kadınlar ‘Selanik’ten gelenlerin
balıkçı olanları buraya yerleştirilmiş.’ demektedirler. Burada kadınlar da
gölde balık tutarlar.
Gölyazı’ya ilk olarak 2012 yılında gitmiştim. O
tarihteki izlenimlerimi yazmak isterim.. Adaya girmeden anakarada 700 yılı
aşkın ömrü olan tarihi çınar ağacı bulunmaktadır. Ağacın özsuyunun aktığı
söylenir. Ben altında pınar olduğu bilgisini edinmiştim. Yukarı çıkan su ağacın
üzerinden akar. Bu bakımdan Ağlayan Çınar adı konmuş. Ağlayan Çınarın yanındaki
balık lokantasında göle karşı oturuluyordu. Yaklaşık 100mt lik bir köprüyle Adaya
çıktığınızda Ali Babanın tezgâhıyla karşılaşırdınız. Ali Baba kendi ürettiği
ürünlerini satardı. Denemek için satın aldığımda tedirgin olmuştum. Ama aldığım
ürünlerin hepsi nefisti. Özellikle Turna Havyarı Taraması.. Gölyazı’da yaşayanlar
kendilerine özeldir. Tarımla, hayvancılıkla, balıkçılıkla uğraşırlar.
Kolaylıkla yapılan 1km lik Ada yürüyüşünde alçak evlerin önünde teneke kutulara
konmuş çiçekli sokaklar oldukça çekici ve samimidir. İnsanları hoşsohbettir. Balıkçılar
öğlene doğru balıkhaneye getirdikleri balıkları müzayede ile satarlar.
Müzayededen sadece lokantalar değil vatandaşlar da balık satın alırlar. Adanın
girişindeki çay bahçesinde tüm adalılar oturup serinlerler.
Gölyazı, Bursa’dan Balıkesir istikametindeki seyahatlerimde
kesinlikle uğrayıp dinlendiğim özel noktalarımdandı.
2012 Yılında Ali Baba ve Ürünleri
2012 Yılında Adada Sokak Görüntüsü
2018 yılının nisan ayında (geçtiğimiz hafta) burayı
seveceğini düşündüğüm torunumla Gölyazı’ya gittik.. Adada Canlandırma
Çalışmaları yapılıyormuş. Ağlayan Çınarın özsuyu veya pınarı kurumuş. Ağlamıyor
artık. Yanındaki balık lokantası da yıkılmış. Orayı meydan yapmışlar. Doğal Gaz
getirmek için sokaklar kazılmış. Evlerin önündeki çiçekler yok. Zaten evler de
değişmeye başlamış. Yer yer kaçak inşaatlar var. Çoğu ev, yeme-içmeci olmaya
başlamış. Adanın tarihiyle ilgili bilgi bulmak için Turizm Bürosunu sordum.
Vagon şeklinde bir yapı gösterdiler. Kapalıydı. Hafta sonu açıkmış. Ali Babanın
rahmetli olduğunu önceki gelişlerimden biliyordum. Yine de gözüm aradı. Meydandaki
çay bahçeleri turistik olmuş. Biri çaya 3TL, diğeri 1TL aldı. Adanın içinde
olduğu kadar dışında da birçok yeme-içmeci açılmış. Açıkçası hiçbirine girmek
içimden gelmedi. İzbe yerler. Tarihi kalıntılarla ilgili hiçbir bilgi yok.
Ortalıktalar. En kötüsü burada yaşayanlar kendilerince “turizmci” olmuş.
Gözleri parlıyor. Bu manzarayı ilk Bodrumlularda görmüştüm. Marmaris, Fethiye,
Alaçatı daha birçok yerde. Hepsi bir süre sonra o güzel evlerini, sokaklarını,
en önemlisi yaşantılarını kaybetmişlerdi. Pişman olmuşlardı. Buradakilere de
söyledim. ‘Yakında İstanbul, Ankara’dan gelenler evlerinizi de adanızı da
sizden alırlar.’ Dedim. İnanmadıklarını bakışlarından anladım. İnanmalarını
beklemiyordum zaten. Yaşayacakları süreci anlatmadım uzun uzun. Daha önce
Kadıköy’de, Yeldeğirmeni’nde, Moda’da yaşayanlara da aynı şeyleri söylediğimde
inanmamışlardı. Bana kızanlar bile olmuştu.
Birkaç yıl önce Adanın tamamını satın almak isteyenler
olduğunu okumuştum bir yerlerde. O da olur artık. Ada gidici bence.
2018 Yılında Yukarıdaki Sokağın Görüntüsü
İstanbul’da denizle iç içe büyüdüm. Başta Marmara
Denizinin olmak üzere birçok denizin balıklarını tattım. Ancak yediğim en
lezzetli iki balık türü, Van Gölünün İnci Kefalı ile Ulubat Gölünün Turna
Balığıdır.
İnsanlar yaşantılarının değerini bilebilseler..
ARİF ATILGAN NİSAN 2018
2018 en güncel Çeşme ve Alaçatı hakkında en güncel Çeşme Plajları, Alaçatı Otelleri, Çeşme Konserleri, Alaçatı Butik Oteller, çeşme plajları ve dahası cesmebook.com sitesinde bulabilirsin. Hemen Çeşme ve Alaçatı'yı incelemeye başla...ds
YanıtlaSil