BİZİM KUŞAĞIN KADERİ
Parkta oturuyorum. Yandaki banka karı-koca ve torunları
geldi. Lafla kavga ediyorlar. Birbirlerine 'Söyleyelim artık bu işi
beceremeyeceğimizi ve gidelim' anlamında şeyler söylüyorlar. Belli ki karı-koca
çalışan çocuklarının çocuklarına bakıyorlar. Ben de lafa girdim. Önce 'Kavga
iyidir. İnsanı dinçleştirir. Ama fazla yıpratmayın birbirinizi' dedim. Sohbete
başladık.
Yalova'da oturuyorlarmış. Kızlarının çocuğuna bakmak için
İstanbul'a onların yanına gelmişler. Dolayısıyla sadece çocuğa bakmakla
kalmıyorlar, diğer ev işlerini de yapıyorlarmış. Ama buna rağmen çocuklarına
yaranamıyorlarmış.
Dedim ki 'bizim kuşak böyle. İş-gücün yanında önce
kendimize, sonra ana-babamıza, sonra çocuklarımıza ve sonra da torunlarımıza
bakıyoruz. Buna karşın bize kimsenin bakmayacağını bilelim. Bunu açıkça bize
bakması gereken çocuklarımız söylüyorlar. Hatta bizden geçtik, kendi
torunlarına da bakmayacaklarını söylüyorlar. Onlar çok egoist. Boş verin. Aman
kendinize iyi bakın ve ayakta kalmaya çalışın.’
Bizler Büyük Aile dönemini yaşadık. Yani dede-büyükanne,
anne-baba ve çocukların hep birlikte yaşadığı evler… Orada kıpırdamaya mecali
olmayan aile büyüğünün her dediği yerine getirilirdi.
Apartmanlaşma büyük aileyi bitirdi. Artık dairelerde küçük
aile dediğimiz yapılar var. Anne-baba ve çocuklar. Ama onlar kendilerine
yetemiyorlar. Kendilerinin bakması gereken anne-babalarına kendilerini ve
çocuklarını baktırıyorlar.
Bizim kuşak her şeyi gördü ve yaşadı. Ancak ağırımıza giden
kıymet bilinmemesi. Örneğin: çocukların işi bitince torunun dede-büyükanneye
gösterilmemesi. Teşekkür bekleyen yok.
Ama torun sevgisini kullanmak olacak şey değil. İnsana ‘Allah bildiği gibi
yapsın’ dedirtir. Toruna değil. Torunun anne-babasına…
Bunları anlattım park arkadaşlarıma. Bu arada dünya tatlısı
torunlarından yanak aldım. Dedim ki ‘Aman bu bal tatlısının yanında kavga
etmeyin. Onun dünyadan haberi yok.’ ‘Haklısınız.’ Dediler.
Gariptir. Bu yazıyı yazarken televizyonda kadın programcı ile
kadın konuğu kendi anne-babaları başka kentte yaşadığı için çocuklarına bakıcı
tuttuklarını, kendilerinin ise deprem bölgesindeki yetim çocuklara ne kadar
fedakârlıkla baktıklarını anlatıyorlar. Çok eskiden okuduğum bir kitap geldi
aklıma. Konu başka da olsa sonuç uygun. Garp Cephesinde Yeni Bir şey Yok.
ARİF ATILGAN HAZİRAN 2023
https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/bi-zi-m-ku%C5%9Fa%C4%9Fin-kaderi
http://atilganblog.blogspot.com/2023/06/bizim-kusagin-kaderi-parkta-oturuyorum.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder