6 Temmuz 2016 Çarşamba

Kent Öyküleri

SOKAK ARKADAŞIM ERDİL KOÇKAN

Erdillerle Uzunhafız sokağının en üst bölümünde komşuyduk. Benden 2-3 yaş büyüktü ve sokakta en çalışkan çocuk olarak bilinirdi. Kemal Atatürk Ortaokulunda da Haydarpaşa Lisesinde de devamlı iftihara geçerdi. Ortaokul ve lise yıllarında yaşıtlarından küçük cüsseli ama kuvvetli bir çocuktu.  

Hiçbir kötü huyu yoktu. Tam karşılarındaki apartmanın en üst katında çıkan yangında orda oturan Mete, Aydın, Hülya kardeşleri kurtarmak için kendini tehlikeye atmıştı.

İki Cumbalı Evin Arasındaki Sarı Apartmanın Yerinde Sarı Cumbalı Evin İkizi Vardı. Erdiller O Evde Oturuyorlardı. 

İTÜ de makine bölümünü kazanmıştı. Ben de iki yıl sonra mimarlık bölümüne girmiştim.

Sporcusu olduğum için zaman zaman Gümüş Suyundaki basketbol salonunun yanındaki İTÜ kulüp binasına gidiyordum. Onu salonda güreş takımının antrenmanlarında görüyordum.

Üniversitede cüsseli ve güçlü bir genç olmuştu. Konuştuğumda yine çalışkanlığının devam ettiğini anlıyordum.

1968 yılının nisan ayı idi. Okulun Maçka’daki lokalinde arkadaşlarımla otururken, Makine Fakültesindeki bir öğrencinin dekanını bıçakladığı, hocayı kurtarmak için kan vermek gerektiği haberi gelmişti. Herkes kan vermeye gidiyordu.

Daha sonra öğrendim ki o öğrenci Erdil’miş. Çok şaşırmıştım. O, asla böyle bir şey yapacak insan değildi.

Bazı sokak arkadaşlarım, bir önceki akşam Erdil’i Kadıköy İskelesinde görmüş. Dalgınmış, fazla konuşmamış onlarla.

Makine fakültesindeki arkadaşlardan Erdil’in o hocanın dersiyle sorunlu olduğunu öğrenmiştim. Öğrenciler kan vererek hocayı kurtarmak, dolayısıyla Erdil’i de kurtarmak istemişler. 

Hoca kurtulamamıştı. Çok üzülmüştük. Erdil’e de çok üzülmüştük.

Uzun yıllar Sultanahmet Cezaevinde yattı. Hapisteyken Üniversiteyi bitirdi. Yıllar sonra çıktı. Ama sağlığı bozulmuştu. Tedaviler gördü. Ünye’ye yerleşti ve sanırım 1990 lı yıllarda orada öldü.

Erdil, sokağımızdaki adam olacak çocuklar sıralamasında ilk akla gelen isim idi. Aklıma geldiğinde içim burkulur. Bir insanın yaşam çizgisi bu kadar mı kolay yön değiştirir?

Bir büyüğüm demişti ki ‘Kötü bir mektup yazacaksan bir gün ertele. Ertesi gün fikrin değişecektir.’ Kötü bir şey yapacaksak ta öyle davransak keşke.
ARİF ATILGAN TEMMUZ 2016


4 yorum:

  1. Erdil olayını çok iyi hatırlıyorum,Erdil iyi arkadaşımdı yaz geldiğinde beraber DDY fenerbahçe kampına giderdik Erdil'in giriş kartı vardı benim yoktu ne yapar eder beni kampa sokardı o ders çalıştığı günler kartını bana verirdi ben de biraz korkarak da olsa kapıdaki görevliye gösterir geçerdim.Tam olarak hatırlamıyorum ama ya ablası ya kız kardeşi vardı o mahkumken gelişmeleri onlardan öğrenirdim.En son acıbadem yıldız bakkalda oturuyorlardı ben de dörtyolda oturuyordum.Erdil'in tahliyesinden önce o evden çıktıklarını öğrendim ve Erdil'in izini kaybettim.Çok iyi bir insandı konuşmayı pek sevmezdi ama arkadaşlarına değer verirdi.Öldüğünü bilmiyordum,çok üzüldüm,nur içinde yatsın.

    YanıtlaSil
  2. İyi anımsıyorsun İlhan. Ablaları ve kız kardeşi Esma vardı. Biri Rizede diğerleri Ankarada yaşıyorlarmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Iyi geceler, dayım mart 1999'da Ünye'de vefat etti.
      Sizin kaleminizden O'nu okumak, bir masalı dinlemek gibi oldu.
      Dayım tanıdığım en naif insandı. Bütün bunları yaşamış olması çok büyük acı.
      Teşekkürler, yüreğinize sağlık.

      Teşekkürler, yüreğinize sağlık

      Sil
  3. Hiç olmazsa onların hayatta olduğunu öğrendim sayende,sağol Arif.

    YanıtlaSil