14 Ağustos 2014 Perşembe


Mimarlara Mektuplarım



HASANPAŞA GAZHANESİ
Arif Atılgan

Kadıköy’ün iki komşu mahallesi olan Rasimpaşa ve Hasanpaşa Mahallelerinin isimleri, 19. yüzyılın sonlarında Osmanlıda ard arda görev yapmış olan iki Bahriye Nazırına aittir. Rasim Paşa 1877- 1881, Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa ise 1881- 1903 yılları arasında Osmanlının Bahriye Nazırlığı görevinde bulunmuşlardır.

Hasan Hüsnü Paşa 1853 yılındaki Sinop Baskınında şehit olan Bozcaadalı Piyale Hüseyin Paşa’nın oğludur.1881 yılında Bahriye Nazırı olan Hasan Hüsnü Paşa bu görevde en uzun kalan kişidir.1890 yılında, gemi komutanı olan damadı Osman Paşa’nın da şehit olduğu Ertuğrul Fırkateyni faciası onun zamanında yaşanmıştır. Öldüğü 1903 yılına kadar Bahriye Nazırı olan Hasan Hüsnü Paşa 1901 yılında, 17. yüzyılda Kızlarağası Mısırlı Osmanağa’nın mülkiyetinde olan bölgede, kendi adıyla anılan bir cami yaptırıyor. 1930 yılında mahalle isimleri verilirken güzel minaresi ile ilgi çeken bu camiden dolayı bölgeye Hasanpaşa Mahallesi adı veriliyor.

Bu günkü Kadıköy Belediye Binası ile E-5 arasında bulunan Hasanpaşa Mahallesi’ne önemli özelik katan yapılardan biri Hasanpaşa Gazhanesidir.


Kömürden gaz yakıtı elde etmeye yarayan Gazhaneler, Osmanlı zamanında sarayları ve sokakları aydınlatmak için kurulmuşlardı. O yıllarda sokaklar mum, çıra, kandil, meşale gibi ilkel araçlarla aydınlatılıyordu. Daha sonra camekân içersine konan kandiller şeklindeki fenerlerle aydınlatılmaya başlanmıştı.

İlk olarak 1856 yılında Dolmabahçe Sarayını aydınlatmak için şimdiki Stadyumun bulunduğu yerdeki Saray Ahırlarının arkasına Dolmabahçe Havagazı Tesisi kurulmuş ve bu tesis Beyoğlu ve çevresini de aydınlatmaya yaramıştır. Daha sonra 1865 yılında Beylerbeyi Sarayını aydınlatmak için Kuzguncuk Gazhanesi kurulmuştur. Ancak sosyal amaçla, yani halkın aydınlatılması için ilk olarak 1880 yılında Avrupa Yakasında Yedikulede Havagazı Tesisi, daha sonra 1891 yılında Anadolu Yakasında Hasanpaşa Gazhanesi Tesisi kurulmuştur.

33 dönümlük arazi içersindeki Hasanpaşa Gazhanesi 28 Temmuz 1891 tarihinde Parisli Girişimcilerle yapılan Anadolu Yakasının Havagazı ile Tenviri (aydınlatılması) anlaşması ile inşa edilmeye başlanmış ve 1892 yılında faaliyetine başlamıştır. Bu anlaşmaya göre tesis Kadıköy, Üsküdar ve Beykoz’a kadar olan bölgenin 50 yıl süre ile aydınlatma, ısınma ve enerjisini sağlayacaktır. Bu anlaşma 1924 yılında 1.Dünya Savaşı sonrası Cumhuriyet Hükümeti ile yenilenmiştir Tesis1 Ocak 1938 de Fransız Şirketinden satın alınmak sureti ile devletleştirilir ve Bayındırlık Bakanlığı Elektrik İşleri İdaresine verilir. 1939 da ise İstanbul Belediyesine, 1 Temmuz 1945 de İstanbul Belediyesi Elektrik Tramvay Tünel (İETT) İdaresine devredilir.1957 de kapasite yükseltilir. Ancak Kente doğalgaz gelmesi ile 13 Haziran 1993 de faaliyetine son verilir.


1994 de İBB nin tesisi söküm ve yıkım çalışmaları üzerine Mimarlar Odası ve Kadıköy Belediyesi’nin girişimleri ile İlgili KTVKK dan tesisin tescil kararı çıkartılır ve yıkım süreci durdurulur. Bir süre İBB tarafından kömür deposu olarak kullanılan alan ve tesisler için 2000-2002 yılları arasında Mimarlar Odası, Kadıköy Belediyesi, Gazhane Çevre Gönüllüleri ile birlikte İTÜ Mimarlık Fakültesi tarafından, Kadıköy Hasanpaşa Gazhanesi Tesisleri Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon, Yeniden Kullanım ve Çevre Düzenlenmesi Projesi hazırlanır, proje ilgili KTVKK tarafından onaylanır.

İBB nin bu projeyi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliği içersinde hayata geçireceği bilinmekte idi. Ancak bir süredir bu uygulamadan vazgeçildiği haberleri gelmektedir.

Hasanpaşa Gazhanesi Kadıköy’deki önemli bir endüstriyel kültür mirasıdır. Bu tip tesisler kentlerin hafızasıdırlar. Önceleri kentin aydınlatılmasında, daha sonra ise konutların pişirme vs ihtiyaçlarında kullanılan havagazı yakın zamanlara kadar faal bir enerji yakıtı idi. Bu tesisin restore edilmesi, bir köşesinde örnek üretim yapılması, hikâyesinin yazı ve görsel ile insanlara aktarılması ve çevresinin kültürel etkinlikler yapılabilecek şekilde düzenlenmesi Kadıköy’e çok şey katacaktır. Duyumlarımıza göre projeye kârlılık içermediği için sempatik bakılmamakta imiş. Hâlbuki sosyal devletin kamu hizmetlerinde asla kârlılık düşünülmemelidir. Bu sebepten Gazhaneye sadece Gazhaneliler değil tüm Kadıköylüler sahip çıkmalıdırlar.

Bizim çocukluğumuzda bu bölge Hasanpaşa isminden çok Gazhane ismi ile anılırdı. Örneğin: Kadıköylüler bu mahallenin kabadayısını Gazhaneli Arap Metin olarak bilirlerdi.

1960 lı yıllarda ağ ile tutulan saka kuşları okulların önlerinde satılır, onları 25- Kuruşa satın alan çocuklar uğur olsun diye salıverirlerdi. Kuşçu olan 2-3 arkadaşım bir gün beni ağ ile saka kuşu avına götürmüştü. Kuş avlamaya gittiğimiz yer Gazhanenin Kapısının karşısındaki Kurbağalı Dere Köprüsünden karşı kıyıya geçince sol taraftaki ağaçlık tepe idi. Yani şimdiki Fikirtepe Mahallesinin başlangıcı olan yerlerdi. Köprüden geçtiğinizde sağ tarafa baktığınızda ise büyük bir çayırın sonunda minibüs caddesini görebiliyordunuz. O yıllarda Göztepe SSK Hastanesi dâhil derenin üst tarafında hiçbir yapılaşma yoktu.

Hasanpaşa Gazhanesi bildiğim kadarı ile kendi dalında günümüze kalmış tek örnektir. Dünyada en önemli kültür mirasları endüstriyel miraslardır. Endüstriyel mirasların çalışanları ise en değerlileridir. Ülkemizde bu anlamdaki tesisler sökülüp atılmakta, günümüze çalışan endüstriyel miras olarak kalabilmiş olan,  Haydarpaşa Garı ise adeta sıraya sokulmaktadır. Umarım Hasanpaşa Gazhanesini işlevsel kılarak,  bir süredir bu konularda devam etmekte olan olumsuzluğu bundan sonra olumluluğa çevirebiliriz.
ARİF ATILGAN MİMARLARA MEKTUP KASIM 2010

Sevgili Dostlar

Bugünlerde Hasanpaşa Gazhanesinin restorasyonu ile ilgili haberler duyulmaktadır. Geç te olsa iyi haber diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder