Öykü
MÜBADELEDEN GÜNÜMÜZE BİR ÖYKÜ
1924 yılı… Mübadele. Türkiye sınırları içinde kalan Rumlar
Yunanistan’a, Yunanistan sınırları içinde kalan Türkler Türkiye’ye geçecektir.
Selanik, Drama, Demirciören Köyü…
Denir ki orada yaşayanlara ‘Selanik’ten 17 de kalkacak trene Drama’dan bineceksiniz.’
Köylüler yürüyerek Drama kasabasına gelirler. Yanlarına sadece
taşıyabilecekleri kadar eşya almışlardır. Trene binerler. İstanbul’da Sirkeci
İstasyonu’na gelirler. Sirkeci’den vapurla Haydarpaşa’ya, Haydarpaşa’dan trenle
Kartal’a, Kartal’dan vapurla Yalova’ya geçerler.
Bayram, annesi, eşi ve kızı, bu
yolculuğa çıkan ailelerden biridir. Eşi 24, kızı 4 yaşındadır. Zorlu yolculuk
eşinin yolda dizanteri olmasına ve İstanbul’a geldiklerinde ölmesine sebep
olur. Cenazeyle birlikte Yalova’ya geçerler. Eşini merkezdeki mezarlığa gömerler.
Sonra da tüm mübadiller yerleştirilecekleri köylere giderler.
Bayram, Yalova yerine İstanbul,
Küçükyalı, Altıntepe’de yerleşmeyi tercih edenlerdendir. Cihadiye Caddesi’ndeki
İngilizlerden kalma küçük bir evi de Onlara verirler. Aile Yunanistan’da
öğrendiği tütüncülüğe burada da devam eder.
Bir süre evlenmez. Kızı
Ayşe’nin büyümesini bekler. Yedi yaşına geldiğinde evlenir. 5 çocuğu daha olur.
Doğal olarak kızı yeni aile içinde yalnızlık hisseder.
Evlerinin altında ahır, bitişiğinde
de küçük bir ev vardır. Babası burayı kiraya vermiştir. Ayşe evde sıkıldığında bazen kiracının bazen
haminnesinin (babaanne) yanına gitmektedir.
Yıl 1942... Ayşe büyümüştür.
İstemediği bir yakınıyla evlendirilmek istenmektedir. Bir gün kiracı komşusu
Ona der ki ‘Seni evlendirelim.’ Kendisinin Ömer isminde bir yakını Erzurum’dan
İstanbul’a askerlik yapmaya gelmiştir. ‘Onunla tanıştırayım seni’ der. Bostancı
tren istasyonunun deniz tarafındaki lojman binasının önünde buluşurlar. Birbirlerini
beğenirler ve gün kararlaştırırlar.
O gün Ayşe bohçasıyla gelir. Kaçarlar.
Önce nikâh yaparlar. Ayşe 23 yaşındadır. Sonra da Kartal’da delikanlının bir
yakının evinde kalırlar. İki ay sonra Altıntepe’ye tekrar gelirler. Babasının
evinin yakınında buldukları küçük bir eve taşınırlar. Ömer DDY’de işe girer.
Ayşe ise evde örgü örüp satarak aile bütçesine katkıda bulunur.
Yıl 1943… Evde yattıkları odanın
tavanında tahtaların arasındaki aralıklardan soğuk gelmektedir. Onlar da
hamurdan tutkal yapıp tavana gazete kâğıtlarını yapıştırırlar. Ömer akşamüstü yatakta yatarken tavandaki
gazetelerden birinde ihaleyle Satılık Arsa ilanı görür. Üstelik bu arsa onlara
çok yakındır. Semtten tanıdığı bir büyüğü ile açık arttırmanın olduğu yere
giderler. İhaleye başka katılanlar da vardır ve devamlı fiyat
arttırmaktadırlar. Ömer’in arkadaşı fiyat arttıranlara ‘Bu adam ev yapacak.
Fazla arttırmayın.’ Demek zorunda kalır. Neyse… İhale Ömer’de kalır. Belli bir
sürede paranın tamamını yatırması gerekmektedir. Ama parası yoktur. Eve döner.
Karı-koca çözüm bulamamaktadır.
Haminneye gidip durumu anlatırlar. Haminne de yeni doğuran ineğinin yavrusunu onlara
çeyiz parası olarak hediye eder. Ömer ve
Ayşe o danayı 7TL’ye satarak arsanın parasını öderler. Karı-koca yapacakları ev
için ilk hediyeyi kendilerine kendileri alırlar. Bakır bir cezve… Uzun süre
arsanın ortasına oturup yapacakları evi hayal ederler.
1947… Sonuçta, adeta santim
santim inşa ettikleri evi bitirirler.
Ömer DDY’de terfi eder. Hayatları normale girmiştir. Ancak 4 yıl çocukları
olmaz. 5. Yıl kızları doğar. Ardından diğerleri. 3 kız 2 erkek... Küçük bir
arsanın içinde iki katlı bahçeli evde büyür çocuklar. Güzel günler yaşarlar
kendi evlerinde.
1969… Ömer akşam işten gelir.
Elindeki gazeteyi masaya koyar. Eşine ‘Ayşe bugün emekliliğimi doldurdum ölsem
de gam yemem. Çocuklarıma bir şey olmaz artık.’ der. Rahatlarlar…
Ertesi gün işe gider. Haydarpaşa
Gar binası içindeki mesaisine başlar. Bir süre sonra ani bir kalp krizi
geçirir. Koluna girerek Gar merdivenlerinden aşağıya indirirler. Bir arabayla
Numune Hastanesi’ne götürülür. Arabadan iner. Bahçeye girer. Ama hastaneye
giremez. Kapısında son nefesini verir.
Film gibi… Derim hep…
Filmlerde izlenenler gerçek hayatta yaşanmıştır.
Ve sonra…
Çocuklar büyümüş, evlenmiş,
başka yerlerde yaşamaya başlamışlardır. Ev eskimiştir. Ama o çevreye imar
gelmiştir. Evin alt tarafındaki parsele inşaat yapılacaktır. Değirmenyolu
Caddesi’nde bulunan o parsel Onların arsası ile birleşirse kat kazanmış olacak
daha fazla daire yapılabilecektir. Anlaşma yapılır.
Durumu öğrenen müteahhit Dayıları
kızar. Haklıdır da. Birleşme yapıldığında onlara daha fazla daire verilmesi
gerekirdi. Sonunda işi bozarlar ve Dayı kendisi inşaat yapmaya karar verir. Ama
isteksizdir. Arsanın yeri biraz sapadır çünkü.
Proje çizilir, ruhsat alınır,
inşaat başlar. Her katta iki küçük daire vardır. Hepsi satılır. 1980 yılında bina
biter. Evlerine taşınırlar.
Bugün bile ev konusu
açıldığında derler ki çocuklar ‘Daireler küçüktü ama kullanışlı ve rahattı. Mimarımız
iyiydi.’ Mimarı bendim.
ARİF ATILGAN 2024 MART
Not:
-Ayşe 1992 yılında vefat eder.
-Haminne, Hami Nine’nin veya
Hanım Nine’nin kısaltılmışıdır.
-Bahsedilen ihalede Bostancı Kasaplar
Çarşısı’nda arkası tren yoluna bitişik arsalardan biri de 10TL’ye satılmıştır.
-Yalova merkezindeki mezarlık yıkılan
belediye binasının önündeymiş. Daha sonra park yapılmış. Haberi olanlar
cenazelerini almışlar. Diğerleri orada kalmış. Bayram’ın eşi de kalanlardan biri
olmuş.
https://atilganblog.blogspot.com/2024/04/mubadeleden-gunumuze-1924-yl-mubadele.html
https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/m%C3%BCbadeleden-g%C3%BC
n%C3%BCm%C3%BCze
Mübadele yaşanan büyük travmalardan .....her şeyinizi bırakıp geliyorsunuz miras haklarınız yok ..... yaşanan benzer bir ''filimi'' 1956 sonrası benim ailemde yaşadı .Kaleminize sağlık
YanıtlaSilSevgili Remzi, anılarını anımsattığım için sevinçliyim. Teşekkürler.
Sil