22 Eylül 2017 Cuma

CAFER AĞA CAMİİ
Arif Atılgan

Kadıköy’ün en eski camii Kethüda Camii olup, ikincisi Cafer Ağa Camiidir. Cafer Ağa 1554-1557 yılları arasında Sarayda Babusaade Ağalığı yaptığı sırada bu camiyi yaptırmıştır. Binanın küçüklüğünü dikkate alırsak buraya mescid demek daha doğru olur.

1881 yılında çıkan yangında bina yanar.

1900 yılında Vakıflar Müdürlüğü tarafından yeniden yapılır.

                                                Cafer Ağa Camii

50 cm lik kâgir duvarlar üzerinde ahşap, kiremitli çatısı bulunmaktadır. Kıble cephesinde mihrabın iki yanında ve yan duvarlarda üzeri sivri kemerli ikişer pencere vardır. Kemerlerinin sivriliği sebebiyle olsa gerek pencerelere “neogotik” yakıştırması yapılmış. Caminin son cemaat yeri sayılacak bölüm kapatılarak doğuya doğru uzatılmış. Bahçeden bu bölüme ve buradan namaz kılınan kare şeklindeki harim bölümüne girilmektedir. Son cemaat yerinin batısındaki merdivenle üst katındaki kadınlara ait ahşap mahfile çıkılmaktadır. Ahşap tavanda çıtalarla meydana getirilen kare şeklindeki süslemeler vardır. Mihrap beyaz süslemeli olup minber ahşaptır. Vaaz kürsüsü merdivensiz, oldukça küçüktür. Müezzin mahfili harim bölümünün sağ arka köşesinde yerden 15-20 cm yüksek bir bölümdedir.

                                         Vaaz Kürsüsü, Mihrap ve Minber

Çatıyı biraz geçen yükseklikteki minare tek şerefelidir. Minareye, kapatılmış son cemaat yerinden delik denebilecek küçük bir kapıdan çıkılmaktadır.

Kethüda’dan sonra Kadıköy’ün en eski camileri sırasıyla Cafer Ağa, İbrahim Ağa ve Osman Ağa camileridir. Kardeş oldukları yazılan bu üç kişi de sarayda babusaade ağalığı yapmışlardı. Cafer Ağa Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566), İbrahim Ağa 3. Murad (1574-1595), Osman Ağa 1. Ahmed (1603-1617) zamanlarında babusaade ağası olmuşlar. İstanbul Ansiklopedisinde okuduğum bir konu içinde diğer kardeşlerinin Kızlar Ağası Gazanfer Ağa olduğu bilgisine rastlamıştım. Bilindiği gibi Gazanfer Ağa da 1600 yılında Ayrılık Çeşmesini yaptırmıştır. Aynı zamanlarda yaşadıklarından kardeşliklerinin doğru olduğu belli oluyor.

                                                              Müezzin Mahfili

Kethüda Camiinden sonra sırasıyla Cafer Ağa, İbrahim Ağa ve Osman Ağa camileri yapılıyor. Gerek Sürre Alayı gerekse Anadolu’ya sefere çıkan padişah ile ordusu önceleri İbrahim Ağa Camiinde namaz kılıp yola çıkıyorlarmış. 1600 yılından sonra Ayrılık Çeşmesi ve namazgâhını kullanmışlar.
 
1557 yılında ölen Cafer Ağanın mezarı Caminin bahçesinde abdest alma yerinin arkasında maalesef görünmeyen bir köşede ıvır zıvırın konduğu bir noktadadır.

                                                        Cafer Ağa'nın Mezarı

Bu ilginç tespitlerden sonra Cafer Ağa Camiinin bugünkü durumuna bakmak istiyorum. Güzel bir dış duvarı var. Cami de şirin bir mimariye sahip. Bahçeye girdiğinizde sağ taraf tuvalet, sol taraf abdest alma yeri ile kaplanmış. Binanın arkasında ise lojman vs bulunmaktadır. Hâlbuki cami orijinal haliyle bahçe içinde belirgin hale getirilse çok daha hoş bir görüntü oluşacaktır.

                                            Caminin Boş Arsadaki Orijinal Oturması

Caferağa’da işyerime komşu döşemeci Gürsel Usta vardı. Kethüda ve Cafer Ağa Camilerine gider, dinlediği vaazları anlatırdı. Gürsel alkol bağımlısı idi. Ancak ramazanlarda oruç tutup içki içmemeye çalışır, namaza giderdi. Sonunda iflas etmişti. Yıllar sonra öğrenmiştim. Arkadaşlarıyla Rus ruleti oynamış. Tek mermiyi rastgele şarjöre koyup kendi kafasına sıkmış. Maalesef… İyi bir arkadaştı.

Yan tarafında, Moda Caddesi ile Güneşli Bahçe Sokak arasındaki kısa sokağın adı camiden dolayı Cafer Ağa Mescidi Sokağı konmuş.
ARİF ATILGAN EYLÜL 2017



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder