15 Ağustos 2015 Cumartesi

HACI MEHMET OVASI
Arif Atılgan

Hacı Mehmet Ovası güneyinde Hacı Mehmet Köyü tepeliğinden kuzeyindeki denize doğru uzanan, doğusunda Karatepe, batısında Emir Bayırı tepelikleri bulunan alandır. Ovanın ortasından Safran Deresi akar.

                                                Uydudan Hacı Mehmet Ovası

Akarsuların denize döküldükleri bölgeler çoğunlukla düzlük alanlardır. Bu düzlüğe akarsuyun Taşma Alanı denir. Taşma Alanları çok önceleri denizdir. Zamanla akarsuyun getirdiği alüvyonlarla dolarak bataklık haline gelmişlerdir. Boş bırakılması gereken Taşma Alanları, çevredeki yerleşimler için sel afetine karşı sigortadırlar. Hacı Mehmet Ovası da ortasından akan Safran Deresinin getirdiği alüvyonlarla oluşmuş bir bataklıktır. Bu sebepten olsa gerek 1980 li yıllara kadar bu alana Sazlık denirdi. Taşma alanlarının çok bereketli topraklar olduğunu söylemeye gerek yoktur sanırım. Konunun uzmanlarına göre Yalova’nın jeolojik tarihindeki bilgiler, sadece Ovanın değil Stada kadarki alanın da çok eski yıllarda deniz olduğu şeklindedir.

Sazlık olarak adlandırılan Ova, Hacı Mehmetlilerin mülkiyetindeydi. Ortasından Safran Deresinin de geçtiği alan özellikle sulu tarım için çok elverişlidir. Ancak Yunanistan mübadili olan Hacı Mehmetliler, orada öğrendikleri iş olan, buğday-tütün yetiştirmekle uğraşmaktadırlar. Bu iş ise sırtlarda, tepelerde de yapılabilmektedir. Bu sebepten Ovadaki arazilerini burada sulu tarım yapmayı bilen Safran Köylülere satmayı tercih etmişlerdi.

                                         Hacı Mehmet Köyünden Hacı Mehmet Ovası

Ova 1970 li yıllara kadar mısır, fasulye, domates vs anlamında bahçecilik yapılan bir alandı. Safran Deresinden kolay sulanan bahçelerdeki bitkiler o derece uzun olurdu ki arasında dolaşan insanlar gözükmezdi. ‘İnsan eksen çıkar’ denilen kalitedeki toprakların olduğu alan 1970 li yıllarda Yalova’nın ünlü elmalarının yetiştiği elma bahçeleri ile kaplanmıştı. Meyvecilik yapılmaya başlanan alana, o yıllarda tepelik bir yerden bakıldığında, alabildiğine meyve ağaçları görünür, bu görüntü insanlara ferahlık verirdi.

Alan 1980 lerin sonlarında ama yoğun olarak 1990 larda imara açıldı. Artık, bataklık ve tarım toprağı özelliğini kaybeden Alan, Sazlık adıyla değil Hacı Mehmet Ovası adıyla anılmaktadır. 3 kat, 5 kat derken yer yer kaçaklarıyla daha da yüksek yapılan binaların oluştuğu Ova oldukça çirkin yapılaşmış bir bölge haline gelmişti.

17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara Depreminde korkulan hatta biraz da beklenen olmuş, bu binaların hepsi yıkılmıştı. Deprem sonrası Hacı Mehmet Ovasından 2.000 in üzerinde cenaze çıkmıştı. Yukarda bahsettiğim Ova topraklarının Hacı Mehmetlilerden Safranlılara satılması sebebiyle Hacı Mehmet Ovasında daha çok Safran Köylülerin can kayıpları olmuştu. İki köy arasında böyle garip, trajik bir kader kayması yaşanmıştı.

Deprem sonrası Ovada yine yapılaşma başladı. Günümüzde 3 kat imar verilen Alan Yalova’da müteahhitlerin en gözde bölgelerindendir. Buradaki TOKİ konutlarının 11 MT kazık temel yapılarak inşa edildiğini öğrendim. Belli ki zemin etüdü öyle gerektirmiş. Ancak bilinir ki bu anlamdaki bataklıklarda sağlam zemin genellikle 30-35 MT lerdedir. Bu derinlikte kazık temel yapılarak inşa edilen 3 katlı binaların kazançlı olmayacağı bellidir. Dolayısıyla Radye Temel usulüyle inşa edilerek güven elde edilmektedir. Yeni Yapı Yönetmeliğine göre inşa edilip Yapı Denetimi ile denetlenen binaların depremde yıkılmayacaklarını ama zemine gömülebileceklerini söyleyebiliriz. Deprem konusunda mühendislikteki amacın, bina ne kadar hırpalanırsa hırpalansın içindeki insanların sağ çıkmalarının sağlanabilmesi olduğu bilindiğine göre, "burada gerekenin yapıldığı düşünülebilinir".

                                       Hafriyatlarda Çıkan Bereketli Tarım Toprakları

Ben depremin dışında Ovada olacak başka sakıncalara da dikkat çekmek istiyorum. Yukarda bahsettiğim Taşma Alanlarının sel afetine karşı sigorta olabilme durumu yapılaşma dolayısıyla ortadan kalkmış olmaktadır. Dolayısıyla fazla yağış olduğunda Ovadaki yerleşim alanı sel afeti tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Diğer yandan Yalova’nın ortasından denize dökülen Safran Deresi temizdir. Kimseyi önceden kabahatli göstermek istemiyorum ama Hacı Mehmet Ovasında ortadan geçen Safran Deresinin çevresine, kaçak atık su bağlama anlamında dikkat etmek gerekir. Böyle bir durumda Safran Deresi İstanbul Kadıköy’deki Kurbağalıdere gibi olabilir.

Yazıyı hazırladığım günlerden 13 Ağustos 2015 tarihinde, Yalova’daki evimizde yaşadığımız bir olayı aktarmak isterim. Sabaha karşı komşumuzun ama artık bizim de sayılan köpekler ağlar gibi uzun uzun ulumuşlar ve havlamışlardı. Uyanarak dışarıda yanlış birileri mi var düşüncesiyle pencereden baktığımızda kimseyi görmemiştik. Akıl erdiremeyip yattığımızda ise önce dipten ‘Güm’ diye sert bir vuruşu, sonrasında da kısa süreyle sallandığımızı hissettik.  17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin yıldönümü yaklaşırken Deprem, Yalova’ya ‘Beni Unutma’ diyordu.

Önceleri deniz sonraları sırasıyla bataklık, sazlık, bahçelik, meyvelik, ova ve sonunda yarıdan fazlası imarlı alan olan Hacı Mehmet Ovasının tarım alanı olarak kalmasını isterdim. Hiç değilse yeşil alan olarak değerlendirilseydi diye düşünürüm. O zaman Yalova’nın ortasında müthiş bir oksijen deposu sağlanarak, hem gözü hem de ciğerleri ferahlatan bir alan elde edilmiş olurdu.
ARİF ATILGAN AĞUSTOS 2015



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder