14 Ağustos 2025 Perşembe

 Yaşam

YALOVA ERDİNÇ ERKORKMAZ’I KAYBETTİ

Yalova’ya ev yapıp yerleşmem 10  yıl oldu. Eşimle bir prensibimiz vardır. Balık yağı içeceğimize haftada bir balık yeriz. Kolajen hapı yerine de haftada bir paça çorbası içeriz. Yalova’da da bu anlamdaki lokantaları bulduk. Sahilde 3 adet balık lokantası vardı. Önce iki yandakileri denedik. Son olarak ortadakine gittik ve ona devam ettik. Restoranı biri kız biri erkek iki kardeş işletiyordu. Ama bir süre sonra babalarının ağırlığı olduğunu hissettik. Yani Erdinç Beyin.

                                                   Balıkçı Erdinç Erkorkmaz

Erdinç Erkorkmaz Yalovalıların tanıdığı bir kişi. Balıkçılık yapmış, Yalovasporun kurucu başkanı olmuş. Yani sosyal yaşamı olan bir sima. Biz bir yere alıştık mı devamlı gittiğimiz için bir süre sonra o da bizi tanıdı. Geldiğim zaman yanıma uğrar hatır sorar kısa bir sohbet yapar ve giderdi. İyi esnaftı yani. Rahatsız etmezdi insanı.

Neler anlatmıştı bu kısa sohbetlerde. Egede balık tuttuğunu, Yunan adalarına balık sattığını, onların balık kültürünü… Çevre illerdeki özellikle İstanbuldaki balıkçıları…

Benim ne yediğimi merak ederdi. Gelir gelmez genel olarak tanıdığı masaları dolaşıp ‘Hoş geldin’ der, bana geldiğinde ‘Ne yiyorsun?’ diye sorardı. Ban İstanbul çocuğu olduğum için balık kültürüm ve de merakım vardır. Bu bakımdan denizden tutulmuş günün balığını yerim. O da bu huyumu sevmişti. Yaz sezonunda Yalova’nın sardalyasını tavsiye etmişti. Bilmiyordum. Gerçekten taze ve lezetliydi.

Eşimle sabah erken denize gideriz. Öğlen 12 civarı yeşillikte oturup denize karşı kahvaltı yaparız. O da önümüzden kalın tekerlekli elektrikli bisikletiyle geçer, selamlaşırdı.  

Geçtiğimiz salı günü (5 Ağustos 2025) restorandaydık. O yine bana ‘ Balık elle yenir’ diye takılmış, ben de ‘Hiçbirşeyi elle yemem’ demiştim. Sohbete devam etmişti. ‘Yakında çingene palamudu çıkar. Ardından palamut başlar.’ Benim palamutçu olduğumu biliyordu.

O gün yemekten sonraki çaylarımızı o getirdi. Otoparktaki arabamın arkasındaki arabayı o çekip bana yol verdi.

1 hafta sonra 12 Ağustos 2025 Salı günü… Akasya kumsalındayız yine. Hergün camiden sala okunur neredeyse. Rahmet dileriz gidenin ardından. O gün balıkçı Erdinç Erkorkmaz deyince şaşırdık. Bu sefer hep sağlıkla ilgili sohbetlerimiz geldi aklıma. Yaklaşık bir yıl önce ikinci stend takılmştı kalp damarına. Önce biraz dikkat etmişti. Bir süre sonra eskisi gibi sigara içmeye devam etmişti. Her defasında ‘İçme şunu’ diyordum. ‘Az içiyorum’ deyip beni geçiştiriyordu güya. Son gördüğümüzde renginin beyazlığı dikkatimizi çekmişti. Zatüree de varmış galiba.

Denizden çıktım, arabanın bagajında eşofman altı vardı. Onu giydim. Terlikli de olsa kıyafetimi şekle sokmuştum. Cenazeye gittim. Oğluna Baş Sağlığı diledim. Kızı pek kendinde değildi. Rahatsız etmedim. Cenaze namazını kıldım ve ‘güle güle’ dedim.

Erdinç bey haftada bir gördüğüm, en fazla beş dakika sohbet ettiğim bir insandı. Yani samimiyetim yoktu. Ama bazı insanlar vardır ya hani… Enerjileri vardır. Yer ediverirler hafızanızda. O öyleydi.      

5 Ağustos akşamı el sallayıp ‘Allahaısmarladık’ anlamında çaldığım korna  vedalaşmamızmış meğer. Allah rahmet eylesin.

ARİF ATILGAN 2025  AĞUSTOS

 https://atilganblog.blogspot.com/2025/08/yalova-erdinc-erkorkmazi-kaybetti.html

https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/yalova-erdi%CC%87n%C3%A7-erkorkmaz-i-kaybetti%CC%87

8 Ağustos 2025 Cuma

 İskeleler

CADDEBOSTAN İSKELESİ

Caddebostan, Kadıköy ilçesinde 21058 nüfuslu bir mahalledir. Güneyinde deniz, doğusunda Suadiye, batısında Fenerbahçe, kuzeyinde  Göztepe ve Erenköy vardır. Bizans döneminde bir liman kasabasıymış. Osmanlı döneminde bostanlık alanların olduğu bölge. Kanun kaçakları boş alan çok olduğu için buralarda saklanırmış. Bu sebepten Cadıbostanı adıyla anılmış. Cumhuriyet döneminde yerleşim olarak fazlaca kullanılmaya başlanınca Cadıbostanı adı Caddebostan olmuş.

                                                        Caddebostan İskelesi

1910 yılında denize yaklaşık 70 m uzanan iskele yapılır ve işletmeye açılır. Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi şehir hatları işletmesini devralmıştır. 1923 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra adı Türkiye  Seyr-i Sefain İdaresi olur. İşletme  Avrupa  ve Anadolu yakaları ile Adalara vapur çalıştırmaya başlar.

Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi'nin İskeleleri (Eski Türkçe Olduğuna Göre 1928 Öncesi)

1926 yılında iskelenin Kadıköy tarafında bir plaj açılır. 1928 yılında plajın iskele tarafında lokantası da olan ikinci bir plaj açılır. Aynı dönemlerde ikinci plajın iskele tarafında kır kahvesi açılır. Burası 1940’lı yıllarda Ayten Gazinosu adını alır. 1950’lerin sonlarında Orhan’ın Gazinosu ve 1957 yılından sonra 1996 yılına kadar Caddebostan Maksim Gazinosu olur.

Maksim adı 19. Asrın sonlarında 20 asrın başlarında yaşamış, türlü maceralar sonunda Türkiye’ye gelip Taksim’de Maxim adında caz kulübü açmış olan Maxim Frederick Bruce Thomas’ın adından geliyormuş. Bu mekan Gazinocular Kralı olarak bilinen Fahrettin Aslan tarafından 1961 yılında Maksim adıyla gazino olarak açılıyor.

Göztepe tarafındaki Cemil Topuzlu Köşkü 1900 tarihlidir. Caddebostan’ın en ünlü eski eseri deniz kıyısındaki 1906 tarihli Ragıp Sarıca Paşa Konağı’dır. Hemen yanında kızına ait Tevhide Hanım Konağı bulunur. Konakların kara tarafında yolun karşı sırasındaki tek katlı taş bina ise yaverlerin oturması için yapılmıştır.

Ragıp Sarıca Paşa Köşkü, Koyda İki Plaj, Maksim Gazinosu ve İskele

Bağdat Caddesi üzerindeki iki camiden bahsetmek istiyorum.  Çınardibi durağındaki Mihrimah Sultan Camii 1560 yılında yapılmış. O zamanlar Hac Yolu olan Bağdat Yolunda... Tarihini bilemediğim bir zamanda cami yıkılıyor ve yok oluyor. Yerinde yazlık Çiçek Sineması yapılıyor. Ben 1960’lı yıllarda bu sinemaya giderdim. 1984 yılında arsanın vakıf malı olduğu anlaşılıyor. 1986 yılında bir hayırsever tarafından tarihteki ismiyle şimdiki cami yapılıyor.

1899 yılında inşa edilen Galip Paşa Camii’ni her kes biliyordur. Ethem Efendi Caddesiyle Bağdat Caddesinin kesiştiği köşede.

1985 yılına kadar Sahil Yolu açılmamıştı. Cemil Topuzlu Caddesi Caddebostan’a gelir oradan İskele Sokağa saparak Bağdat Caddesine çıkardı. Cemil Topuzlu’nun bitme noktası 13 nolu Kadıköy-Caddebostan otobüslerinin son durağıydı. İskelenin çalıştığı yıllarda kimi yolcular vapurdan iner otobüse biner, kimi yolcular otobüsten iner vapura binerdi. Kimi de çevredeki evine gider-gelirdi.

1950’lerin sonlarında en küçük teyzemin kocası İskele Sokağa sapınca sağdaki ikinci bahçeli evi satın almıştı. Karşısında Ozan isimli yazlık sinema vardı. Tüm akrabalar ‘Kadıköy’e sapa değil mi?’ Diye düşünmüştü. Ama Ali enişte anne tarafımdaki tek tüccardı. Bakırköy’de kasaplık yapıyor, ticareti biliyordu. Sonraki yıllarda o evi kat karşılığı müteahhitte vermiş, daireler ve altındaki dükkanı almıştı. 1980’lerde akşamları arabayla eve dönerken kendisini boş dükkanın önünde sandalyede otururken görürdüm. Yani o yıllarda oralarda dükkan tutan yoktu.

1960’ların sonları... Bir gün Fenerbahçe DDY kampından 5 arkadaş denizden yüzerek Caddebostan plajına gelmiş sonra da karadan asfaltta ayaklarımız yanarak koşa koşa geriye dönmüştük. Gençlikle delilik arasında ne küçük bir fark varmış diye düşünüyorum şimdi.  

1960’lar… Caddebostan İskelesi'ne vapur seferlerinin sona erdiği yıllardır. 1967 yılında iskelenin disco-clup-restoran olarak kullanıldığını kullananlar anlatmıştı bana. 

1970’lerin ikinci yarısı. Caddebostan Maksim’de dünya yıldızı Rafealla Carra konseri var. Eşimle nişanlıyız. Plajın karşısındaki binalardan birinde otururlardı. Oralarda dolaşırken Maksim Gazinosu civarında birileri yanımıza yaklaştı ve ‘Raffealla Carra konserine girmek ister misiniz?’ Diye sordu. Ücretsiz davet ediyorlardı. İşimiz vardı ‘Hayır’ dedik. Belli ki iyi tanıtım yapılamamış veya ücretler fazla yüksek tutulmuştu. Salon doldurulamayınca sanatçıya ayıp olmasın diye tipi düzgün kişileri bedava içeri sokuyorlardı.  

1980’lerde tek tük dükkanlar açılıyordu İskele Sokakta. Örneğin Sahan Kebabı çok beğenirdim. Küçük bir dükkandı o yıllarda. Bir de karşısında adını anımsayamadığım ünlü bir dönerci vardı.

1980’li yıllara kadar yazlık Caddebostan Budak Sineması tüm Kadıköylülerin kullandığı en önemli açık hava sinemasıydı. Sadece film seyredilmez konserler de olurdu orada. 1984 yılında sinema alanına tek katlı üç adet altıgen şeklinde binadan meydana gelen Caddebostan Kültür Merkezi (Kadıköy Belediyesi Kültür Merkezi) yapıldı. Çok şirin ve fonksiyonel bir yapıydı. Diğer yandan deniz dolduruluyor dolayısıyla yalılar bahçeli ev haline giriyordu.

Günümüze iskeleden hiçbir iz kalmamıştır. Maksim Gazinosunun yerinde market, plajın yerinde apartman sitesi bulunmaktadır. 13 numaralı Kadıköy-Caddebostan otobüsü seferden kaldırılmış, orası sahil yolu otobüsleri için ara durak olmuştur. Sakinliğiyle tercih edilen İskele Sokak ise Barlar Sokağı adıyla İstanbul’un en gürültülü patırtılı sokaklarından biri haline girmiştir. Budak sinemasının yerinde yapılan tek katlı kültür merkezinin yerinde CKM adıyla obez bir bina vardır bugün.

1966 ve 2021 Yılları Hava Fotoğrafı

Caddebostan İskelesi 1910’lardan 1960’lara kadar hizmet verdi… O yılların iskele çevrelerinde köy ölçeğini bile tutturamayan yerleşimler bulunuyordu. İnsanlar bu noktalardan şehir merkezi olan Avrupa yakasına götürülüyor ve getiriliyordu. Sefayla ve de keyifle…

Ben o günleri yaşayan mutlu insanlardanım…

ARİF ATILGAN 2025 AĞUTOS

https://atilganblog.blogspot.com/2025/08/caddebostan-iskelesi-caddebostan-kadkoy.html

https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/caddebostan-i%CC%87skelesi%CC%87