HALİD
AĞA ÇEŞMESİ – 2
Arif Atılgan
Bugüne kadar bilinen
Halid Ağa Çeşmesi, Yeldeğirmeni’ndeki Halid Ağa Caddesinin ucunda bulunan
çeşmedir. Ancak kitaplarda Halid Ağa’nın bir çeşme daha yaptırdığı yazar. Bu
çeşme için ‘Haydarpaşa’da bir yerde’ şeklinde tarif yapılır.
Prof. Semavi Eyice bana,
bu çeşmenin Tıbbiye Caddesindeki Toplum Sağlık Müdürlüğünün bahçe duvarında bulunduğunu,
esas kısmının toprağa gömülü olduğunu söylemişti.
Çeşme Toprağa Gömülü
Alt taraftaki demiryolu
köprüsünün yıkılıp yenisinin yapıldığını duyunca çeşmenin ortaya çıkması
haberini beklemeye başlamıştım. Nitekim bahçe duvarının önü kazılınca çeşme
ortaya çıktı.
Çeşme Ortaya Çıkıyor
Halid Ağa 1791
yılında 3. Selim’in Darüssaade Ağası olmuş, siyahî bir kişidir. 1798 yılında ölmüş,
Eyüp’te Mihrişah Valide Sultan Türbesine gömülmüştür.
1794 yılında
Haydarpaşa’da, bugünkü Toplum Sağlık Müdürlüğü duvarına denk gelen yerde bir
çeşme daha yaptırmıştır. Çeşmenin suyu Seyit Ahmet Deresi civarından çıkan su
ile sağlanıyormuş. Çeşmenin kitabesi ve şekli tam bilinmemektedir. Kaynaklarda, etrafı
demir parmaklıklı büyük bir namazgâhı olduğu da yazmaktadır.
Çeşitli sebeplerden
suyolları bozulmuş. Kaynağın yolu değiştirilmiş, künkleri Seyit Ahmet deresi
yanındaki Tekkenin çeşmesine bağlanmış. Tekke çeşmesinin suyu ise yakındaki Emin
Paşa Tepesinden getirilmiş.
1839 yılında harap
olduğu görülen Çeşme, Sultan Abdülmecid tarafından yeniden yaptırılmış.
1914 yılında çeşmenin
arkasına Darüleytam Hastanesi yapılmış. Çeşme ile Hastane
arasında namazgâhın bulunduğu belli olmaktadır.
1930 Yılı Haritasında Namazgah
1947 yılında
Yeldeğirmeni sahil yolu yapılmış, demiryolu üzerine köprü inşa edilmiş, sahil
yolu Tıbbiye Caddesine bağlanmıştı.
28 Mayıs 1927 tarihli
1057 sayılı, ‘Türkiye Cumhuriyeti Dâhilinde Bulunan Bilimum Mebani-i Resmiye ve
Milliye Üzerindeki Tuğra ve Medhiyelerin Kaldırılması Hakkında Kanun’ Kamu
Binaları cephesindeki tuğra ve kitabelerin kaldırılmasını, müzelere konmasını
öngörüyordu. Dayalı olduğu hastanenin bahçe duvarı dolayısıyla, Çeşmenin
Kitabesinin o binaya ait olduğu düşünülmüş ve kırılarak sökülmüş.
Kitabede:
‘…Han Selim-i salisin
Darüssaade Ağası
Halid Ağa nam
derya-mekremet bir pak- zat
Yaptırıp bu çeşmeyi
sonra harab olmuş idi
Görüp ol şah-ı cihan
ihyaya kıldı iltifat…’
Tercüme edersek:
‘..3. Selim Hanın
Darüssaade Ağası
Halid Ağa namında
bilgili-cömert temiz-kişinin
Yaptırdığı bu çeşme
sonra perişan olmuş idi
Bunu gören Dünya
Padişahı (Abdülmecid) ilgi gösterdi yeniden canlandırdı…’
Bu arada çeşmenin
toprağa gömüldüğü, sadece kitabe bölümünün toprak üstünde kaldığı
görülmektedir.
Mermerden yapılan Çeşmeye
Sultan Abdülmecid Çeşmesi de denmiştir. 3 yalaklı olup, cephesinde işlemeler
bulunmaktadır. Ancak yan tarafında yazıya benzer şeyler görülmektedir.
Kaybolmuş tarihi
eserlerden biri daha ortaya çıkmıştır. Bu çeşmeyi bana defalarca anlatan Prof.
Semavi Eyice’yi saygıyla ve rahmetle anıyorum.
ATILGAN BLOG ARİF ATILGAN MART 2019
Not:
-Yazılarım aynı zamanda arifatilganKENT ve İNSAN isimli yeni WEB sitemde yayınlanmaktadır.Duyururum. http://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan
-‘Türkiye Cumhuriyeti
Dahilinde Bulunan Bilimum Mebani-i Resmiye ve Milliye Üzerindeki Tuğra ve
Medhiyelerin Kaldırılması Hakkında Kanun’ 2013 yılında yürürlükten
kaldırılmıştır.
-Darüleytam ve Toplum Sağlık Müdürlüğü aynı binadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder