Kent Öyküleri
TERZİ SALOMON’LA BİR ANI
Arif Atılgan
2005 yılında Yeldeğirmeni kitabım için araştırmalar
yaparken terzi Salomon ile görüşmeler yapmıştım. Onun sayesinde Sinagog ve
Yahudi okulunda fotoğraflar çekebilmiş, kendisinden Yahudilerle ilgili bilgiler
almıştım. Sık sık görüşür olmuştuk.
Terziydi ya. Bir gün kendisine bel kısmı dar gelen
pantolonumdan bahsettim. ‘Getir bakayım’ demişti. Boş vermiştim. Her
görüşmemizde bu konuyu anımsatınca pantolonu götürmek zorunda kaldım. Ölçtü,
biçti ‘Cumartesi alırsın’ dedi. Yahudilerle ilgili bilgim oluşmuştu. Otomatik
olarak ‘Cumartesi çalışıyor musun? Yahudiler cumartesi çalışmaz da’ demiştim.
Yeldeğirmeni'ndeki Yahudi kadınlar, Cuma geceleri
tevilla denilen dini gelenekleri için Aziziye Hamamını kapatırlarmış. O gece kutsal cumartesi günü için yıkanıp temizlenirlermiş.
Bilgime şaşırdı ama hoşlandı. Yüzüme baktı, muzipçe
güldü ‘Artık modern olduk’ deyiverdi.
Dediği gün gittim. Pantolonu giydim. Büyük bir
ustalıkla belini rahatlatma işlemini gerçekleştirmiş. Teşekkür ettim. Utanarak
ücretini sordum. ‘Senin paran burada geçmez’ dedi. Israr ettim. ‘Pantolonu
giydikçe beni hatırla’ dedi. Para almadı.
O pantolonu 26 yaşımda almıştım. Kumaştır. Daha çok spor
giyindiğim için özel durumlarda giyerdim. Dolapta dururdu hep. Ne kadar kendime
dikkat etsem de yaşımdan dolayı belim biraz kalınlaşmıştı. Bahane edip
atacaktım.
Salomon Seviş’i 2008 yılında kaybettik.
Gri, kumaş pantolonum dolaptaki yerini koruyor. Eskisi
gibi gerektiğinde giymeye devam ediyorum.
Salomon Seviş’i rahmetle anımsıyorum.
ARİF ATILGAN AĞUSTOS 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder