YALOVA’NIN KIYILARI
Arif Atılgan
Yalova ilimiz 847 Km2 yüzölçümü ile ülkemizin en küçük
ilidir. Buna karşın 105 Km uzunluktaki kıyısıyla ülkemizin en uzun kıyılı
illerinden biri olma özelliğindedir. Uzun yıllar İstanbul’un ilçesi olarak
kalmış olan Yalova 1995 yılında il olmuştur. 220.000 nüfusu vardır. Nüfus
yoğunluğu Km2 ye 260 kişi olup, 98 kişi olan Türkiye ortalamasının 2,6 katıdır.
Bu anlamda 6. Kalabalık ilimiz olmasına rağmen Merkezin dışında bu durum pek
hissedilmez.
Yalova’nın 6 ilçesi olup altısının da denize kıyısı
bulunmaktadır. Bunlar doğudan batıya doğru Altınova, Çiftlikköy, Merkez,
Çınarcık, Termal, Armutlu ilçeleridir. Altınova,
Çiftlikköy, Merkez ilçelerinin kıyısı kumsaldır. Çok minik kıyısı olan Termal
ile Çınarcık ve Armutlu kıyıları ise çakıllıktır.
Altınova’nın kıyıları tersane ve sanayi tesisleriyle
kaplıdır. Dolayısıyla denize girilemez. Çiftlikköy sahilinin bir bölümünde
sanayi tesisleri, askeri alan bulunmaktadır. Sahilinin diğer bölümü ana caddeye
uzak olduğundan daha çok buralarda yaşayanlar tarafından kullanılmaktadır.
Merkez ilçede kıyı yola yakındır. Yer yer doldurulmuş olan Merkez ilçe kıyısının
bir bölümü Atatürk’ün Yürüyen Köşkünden İDO feribot iskelesine kadar olan
bölümdür. Daha sonra İDO deniz otobüsü iskelesinin batısında çay bahçelerinin
önündeki kalan kıyı vardır. Yine merkez ilçe içersinde TİGEM plajları
bulunmaktadır. Termal, Çınarcık ve Armutlu ilçeleri ise merkeze uzak kalmakta
daha çok orada yaşayanların kullanımındadır.
Marmara denizinde yaz mevsiminde poyraz rüzgârı
esmektedir. Dolayısıyla Yalova sahilleri gibi denizin güneyindeki kıyılar yaz
mevsiminde dalgalı olmaktadır. Ancak esas sorun denizin bütün yosun, denizanası,
çöp vs sinin sahile vurmasıdır. Yalova’da görüldüğü kadarıyla TİGEM gibi tesis olan
yerlerde kıyı bu çöplerden temizlenmekte, diğer taraflar kendi haline
bırakılmaktadır. Özellikle Merkez ilçede denize girmek isteyenler için şartlar
oldukça zordur. Hâlbuki Merkez ilçenin kıyıları Yalova’nın vitrinidir. Yalova’nın
en görünen ve en denize girilecek yeri buralarıdır.
Kıyıda şezlong kiralayanların dahi önü yosunluk olmaktadır.
Şezlong kiralama mukavelesine kıyıyı temizlemek zorunluluğu getirilebilir. Oradaki
her çay bahçesi kendi önünü temizleyebilir. Kamu kurumları da üzerlerine düşen
görevi açığa bariyerler koyarak yerine getirebilirler. Petrolü bile diğer
yanına geçirmeyen bariyerler olduğu bilinir. Bu arada şezlonglarda aile bölümü
olmasına ise başta kadınlar karşı çıkmalıdır.
Yalovalılar yıllardır denize arkalarını dönerek
yaşamışlar. Uzun yıllar geçimlerini tarım ve hayvancılıkla uğraşarak
sağlamışlar. Kıyıya mendirek yapıldıktan sonra son yıllarda denizle tanışık olmaya
başlamışlar. Ancak sahillerdeki görüntü henüz yeteri kadar denize
ısınmadıklarını gösteriyor. Belli ki kamu kurumlarından denizle ilgili
talepleri bulunmuyor.
1960 lı yıllarda Hacı Mehmet Köyünde ağbimle dereden
balık tutmuştuk. Eve getirdiğimizde tüm akrabalarımız balıklara tuhaf şeylermiş
gibi bakmışlardı. ‘Bunları yiyecek misiniz?’ diye sormuşlardı. Biz kızartmaya
başlayıp ortalığa güzel kokular çıkınca da yanımıza gelip iştahla yemişlerdi.
Yine o yıllarda denizden midye toplamıştım. Ancak midyeyi hiçbir şekilde onlara
yedirememiştim. O yıllarda Yalovalıların çoğu balığı, midyeyi tanımıyorlardı.
Kaç kişinin dikkatini çekmiştir bilemem ama Yalova’da
güneş denizden doğar, denize batar. Bu bakımdan özellikle kıyılar güneşten en fazla
yararlanan alanlardır. Yalova bugüne kadar bir kısmı dolgu alanı bir kısmı
sanayi, tersane, askeri tesislerle doldurulan bölümleriyle kıyılarının değerini
bilememiş. Bu sebeple olsa gerek, Yalova’da turizm Araplara dönük gelişmiş. Hâlbuki
tersi olsaydı Yalova önemli yaz turizmi kentlerimizden olurdu. Vitrin olan Merkez
ilçe başta olmak üzere kıyıları bu anlamda değerlendirildiğinde Yalova’nın Marmara
Bölgesinin Marmaris’i olabileceğini düşünmek hayal değildir. Yeter ki bakir
kalan dağları, dereleri, köyleri korunsun, kıyıları bakımlı tutulsun.
ARİF ATILGAN EYLÜL 2015
yalovayı seviyorum.
YanıtlaSilYalova kızı
YanıtlaSilÇok güzel
Herkesin gelmesi lazım