YALOVA’DA
KAMBER BABA VE EMİR BAYIRI
Arif Atılgan
Kamber Baba mevkii Hacı
Mehmet Ovasının Stadyuma dayandığı sınırın batısındaki sırtlık kısımdır. Kamber
Babanın üst sınırından geçen yolun üstündeki tepeleri kapsayan alan ise Emir
Bayırı mevkiidir. Yıllardır bu isimlerin nereden geldiğini çevredekilere sorduğumda
sağlıklı bir açıklama alamamışımdır.
1950 li yılların
sonlarında Kamber Babanın Yalova’ya sınır olan son kısmındaki sülalemize ait
araziye amcamlar bir mandıra yapmışlardı. Kamber Baba o zamanlar ıssız, sapa bir bölgeydi. Buraya koyunlarla gelen
çoban köpekleri araziyi yabancılara karşı korumuş oluyorlardı. Bir süre sonra mandıranın
50 Mt ilerisine tek katlı bir ev yapılmış ve küçük amcam ailesiyle buraya
taşınmıştı. Evin sağ karşısına da kerpiçten büyük baş hayvanlar için ahır yapılmıştı.
Ancak ileriki yıllarda bu ahır yıkılmış, evin sol karşısına briketten bir ahır
yapılmıştı. Bunların hepsini tek tek anımsıyorum. Hatta ilk defa kerpiç üretimini
o zaman görmüştüm.
1970 lerde, Deniz Kıyısındaki Birkaç Sokak Hariç Bu
Fotoğraftaki Hiçbir Bina Yoktu
O yıllarda bütün bu
alanda sadece amcamların evi, mandıra ve ahır vardı. Bir de biraz aşağıda terk
edilmiş metruk tarihi bir su değirmeni bulunmaktaydı. Aslında yüksek kotta olan
değirmene su, Safran Deresinden ayrılan bir bent ile sağlanıyordu. O yıllarda stadyum
yoktu. Stadyumun yerinde bulunan top sahası ise amcamın kiraladığı mera idi. Evden
iskele dâhil bütün Yalova görülürdü. Zira Fatih Caddesine kadar hiçbir yapılaşma
yoktu. Fatih caddesi de Kara Mürseldeki Nato Tesislerinde çalışan Amerikalıların
1-2 katlı evlerinin olduğu bir yerleşimdi. Ne Kamber Babada ne de Emir
Bayırında elektrik, su vs hiçbir altyapı yoktu.
Kamber Babayı araştırdığımda
sağlıklı bir bilgi edinemedim. Sadece ilgili bazı vatandaşlarımızla yaptığım sözlü
sohbet bilgilerine göre, buradaki Tarihi Değirmenin Kamber Baba isimli bir
zatın olduğunu öğrendim. Kamber Baba Alevilere özel bir isim. Kendisi buraya Müslümanlığı
yaymak için gelmiş. Buradan hareketle o yılların 1924 mübadele yılları olduğunu düşünebiliriz.
Kamber Baba daha sonra burayı terk etmiş, kendi memleketine dönmüş. Ne zaman
terk ettiğini öğrenemedim. Ancak 1950 li yıllarda değirmenin metruk halde olduğunu
biliyorum. Dolayısıyla 1940 lı yıllar olabilir. Kendi memleketinin Erzincan,
Tunceli veya Balkanlar olduğuna dair bilgiler edindim. Kamber Babanın değirmeninin
yeri kendi mülkü değilmiş, devletin arazisiymiş. Bu sebepten kendisi burayı
terk ettiğinde değirmenin arsası Milli Emlake, oradan Belediyeye oradan da
şimdi burada değirmenin yerinde yapılmış olan Cem Evine verilmiş. Aslında Değirmen
Binası 2000 yılında tescil edilmiş. Keşke korunabilseydi.
Emir Bayırı için de yıllardır
askerlere emir verilen tepe vs anlamında şeyler söylenmektedir. Burayı
araştırdığımızda ise Osmanlının ilk dönemlerine kadar gidiyoruz.
Mürsel Bey Osmanlının
ilk Kaptan-ı Deryası sayılır. 1326-1327 de adının verildiği Karamürseli
fethetmiştir. Kara lakabı kahramanlık yapan kişilere verilmektedir. Bu sebepten
kendisine Kara Mürsel denmiştir. O öldükten sonra yerine yanında yetişmiş olan
Emir Eli Bey Kaptan-ı Derya olmuştur. Emir Ali Beye de Kahramanlığı sebebiyle Kara
lakabı takılmış ve Kara Emir Ali Bey denmiştir. Emir Ali Bey şimdiki İmralı
Adasını fethetmiş, adanın adı Emir Ali Beyin adından türetilmiştir. Marmara Adalarını, Armutlu, Yalova’yı
fethetmiştir. Kara Emir Ali Beyin 1338 de Yalova’da askerlerini çıkardığı tepelik
yer şimdiki Emir Bayırıymış. Buradan Bizans donanması gözlenirmiş. Hatta burada
Kale şehir olarak kurulmuş olan ilk Yalova’nın kalesinin gömülü olduğu da iddia
edilmektedir. Bundan 700 yıl önce Emir Bayırının deniz kıyısında bir tepe olduğunu
düşünmeliyiz.
1960 lı yıllarda Emir
Bayırında koyunlar otlatılır, öğlen sıcağında tepedeki iki meşe ağacının
gölgesinde dinlendirilirlerdi. Tepenin arka tarafında da Harman Yeri kurulurdu.
Bugün birçok bina bulunan bu alandaki mandıraya o yıllarda kurtların indiğini,
bir defasında 15 koyunu telef ettiklerini söylesem inanan olur mu bilemem.
Gerek ev, gerekse
mandırayla ahır hala yerlerinde duruyor. Yalovalıların, binaların arasında
kaybolmuş gibi duran bu küçük yapıları gördüklerinde, 1960 lı hatta 1970 li
yıllarda bile buraların vahşi hayvanların dolaştığı ıssız yerler olduğunu bilmelerini
istedim. Halkın ‘gelişme’ dediği, benim ‘yapılaşma’ dediğim ‘kentleşme’ böyle
bir şey işte.
Daha önce Hacı Mehmet
Köyünü yazmıştım. Köy olarak kaldığı için olsa gerek bugün yine yeşillikler
içinde seyrek bir yerleşim. Kamber Baba ve Emir Bayırı ise kentin içine girdiği
için olsa gerek bugün yoğun yapılaşmış bir yerleşim. Köy kalmakla kent olmanın
farkı da bu olsa gerek.
ARİF ATILGAN EYLÜL 2015
Not: Hacı Mehmet Köyü ve Hacı Mehmet Ovası
yazılarım alttaki LİNK lerden okunabilir.
HACI MEHMET KÖYÜ
HACI MEHMET OVASI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder